Gönderi

HÜRRİYET VE ŞAHSİYET Zalimler kendi iktidarlarını sarsacak şeyleri kafasının içinde düşünenlerden değil, düşündüklerini söyleyen, yazan ve eyleme dönüştürenlerden korkarlar. Söz, yazı ve hareket hürriyetinin olmadığı yerde "herkes düşüncesinde serbesttir" demek abes olur. Söz, yazı ve hareket hürriyetinin bulunmadığı cemiyetlerde fikir hayatı gelişemez. Öyleyse fikir ve sanat hayatının inkişafı bahsi geçen hürriyetlere bağlıdır. O halde bir cemiyette hürriyetin olup olmadığını bu ölçülerle kontrol edebiliriz. Şöyle bir cemiyet düşünelim; Fertler bir çok şeyi söyleyebiliyorlar. Hatta "hürriyet yoktur" diye bas bas bağırıyorlar. O halde bu cemiyette hürriyet gerçekten vardır diyebilir miyiz? Üç ihtimal vardır: 1- Hürriyet yoktur. Fakat hürriyeti çiğneyen otorite sosyal patlama olmasın diye arasıra emniyet sübaplarını gevşetmektedir. 2- Hürriyet yoktur. Fakat otoritenin kudreti sarsılmaya başlamıştır. 3- Hürriyet vardır. Bağıranlar yalancıdır. Cevabın ispatı için cemiyetin fikir, ilim, sanat ve siyeset sahasında kabiliyetlerini inkişaf ettirip ettirmediğine, fertlerin birey olarak şahsiyet elde edip edemediğine, toplumun da ictimai şahsiyet yani millet meydana getirip getiremediğine bakmak yeterlidir. Şayet, şahsiyet yoksa ve oluşmasına da imkan yoksa (söz,yazı ve hareket hürriyeti) istenildiği kadar, "hürriyet olmasaydı böyle bağıramazdın" denilsin, hürriyetin ancak adı vardır. Kendisi yoktur.
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.