Gönderi

HİKMETSİZ BİR İCRAAT MI VAR? Zelzelenin hikmetleri en çok merak edilen konulardan biridir.Biz bu konuya açıklık getirirken meseleleri mücerred olarak ele alıyoruz. Mesela, “Bela ve musibetler günahlara kefarettir.” dedik.Bununla müşah has olarak “Falanca musibete uğradı, o günahkârdır.”demek istemi yoruz.Çünkü bu, bela ve musibetlerin,binlerce hikmetinden bir hikmetidir.Çünkü bazı bela ve musibetler masumlar üzerine de gelir.Bu bir veli, bir peygamber de olabilir.“Belaların en ağırı peygamberlere gelir.”mealinde bir hadis-i şerif vardır.Peygamberler masumdur.On ların günahı olmaz.Bu durumda onların dereceleri yükselir ve sabırları denenmiş olur.Mesela masum çocuklar da bu afetlerde öle bilir. Zaten: “Bir bela, bir musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp masumları da yakar.” (Enfâl, 25) âyeti de mealen buna işaret etmektedir.Bizim gibi sıradan insanlar için Şura sûresinin otuzuncu âyeti yol göstericidir. “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, işlediklerinizin) birçoğunu da affeder.”Biz hüsnüzanla memuruz.Bu bakımdan hiç kimseyi suçlamamız söz konusu olamaz.Ama biz,şahsî muhasebemizi yaparken kendimizi, Allah karşısında âciz, fakir, muhtaç ve vazifesini hassasi yetle ve hakkıyla yapamamış bir zavallı, bir günahkâr olarak görebiliriz,görmeliyiz.Araştırınca da pek çok hata ve kusurumuzu da bulabiliriz. Böyle olmak,gurur, kibir ve kendini kurtulmuş görmek gibi tehlikeli durumlardan çok daha iyidir.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.