Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Önsöz
Sanatçı güzel şeylerin yaratıc~sıdır. Sanatı açığa çıkarıp, sanatçıyı gizlemektir sanatın amacı. Eleştirmen, güzel şeylere dair izlenimlerini başka bir üs-luba ya da yeni bir malzemeye dönüştürebilendir. Hem en yüksek hem de en alçak eleştiri biçimi özyaşam öyküsüdür. Güzel şeylerden kötü anlamlar çıkaranlar, cazibeden mahrum, yoz insanlardır. Bu bir kusurdur. Güzel şeylerden güzel anlamlar çıkaranlar kültürlü in-sanlardır. Bunlar açısından umut vardır. Bunlar, güzel şeylerde yalnızca Güzellik bulan seçilmiş insanlardır. Ahlaklı kitap ya da ahlaksız kitap diye bir şey yoktur. Kitaplar ya iyi yazılmıştır ya da kötü. Mesele bundan ibarettir. On dokuzuncu yüzyılın Realizm'den hoşlanmayışı, ay-nada kendi yüzünü gören Caliban'ın • öfkesidir. On dokuzuncu yüzyılın Romantizm'den hoşlanmayışı, aynada kendi yüzünü görmeyen Caliban'ın öfkesidir. · İnsanın ahlaki yaşamı, sanatçının ele aldığı meselenin bir parçasını oluştursa da, sanatın ahlakı, mükemmel olma-yan bir aracın, mükemmel kullanılmasından ibarettir. Hiçbir sanatçı herhangi bir şeyi ispadamayı arzu etmez. Doğru olan şeyler bile ispatlanabilit Hiçbir sanatçı erik duygudaşlıklara sahip değildiı: Bir sa-natçıdaki erik duygudaşlık, üsluba ilişkin affedilmeyecek türden bir abartıdır. Hiçbir sanatçı asla marazi değildir. Sanatçı dilediği her şeyi ifade edebilir. Düşünce ve dil, sanatçı açısından sanatın enstrümanlarıdır. Kötülük ve erdem, sanatçı açısından sanatsal malzeme-lerdir. Biçim açısından, bütün sanat türleri arasında ideal olan, müzisyenin icra ettiği sanattır. Duygu açısındansa, bir oyuncunun ustalığıdır ideal olan. Bütün sanatlarda hem yüzey, hem de sembol vardır. Yüzeyin altına inenler tehlikeyi göze alırlar. Sembolleri okuyanlar da tehlikeyi göze alırlar. Sanatın ayna tuttuğu, yaşam değil seyircidir aslında. Bir sanat eseriyle ilgili görüşlerin çeşitliliği, o eserin yeni, karmaşık ve hayati olduğunu gösterir. Eleştirmenler sanatçıyla hemfikir olmadıklarında bile, sanatçı kendi kendisiyle uyum içindedir. Bir insanın işe yarar bir şey yapmasını, yaptığına hayran-lık duymaması koşuluyla affedebiliriz. İşe yaramaz bir şey yapmanın tek mazereti, o insanın, o şeye derinden hayranlık duymasıdır. Sanatın tamamı hayli yararsızdır. • Shakespeare'in Fırtına eserinde yer alan, kaba ve cahil bir karakter.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.