Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Herkese merhaba.Saramago'nun kült kabul edilen ve onu Nobel ödülüne ulaştıran "Körlük"kitabını incelemeye çalışacağım.Umarım kitabı okuyacaklara ve okumuş olduğu halde kitaptan alması gereken alt bilinci ve güçlü muhtevası fark edemeyen okuyuculara,ışık tutması açısından başarılı bir inceleme yazısı olur. Saramago.Kendisi hakkında araştırma yaptığınızda din konusundaki görüşlerinden dolayı,ulusal tabiiyeti olan Portekiz hükümeti tarafından kitaplarının sansürlendiğini göreceksiniz.Aynı zamanda Portekiz Komünist Partisi üyesi olduğunu.Kitaptaki ideolojik ve toplumsal saptamaları,özel hayatındaki siyasi ve dini okumalarının ve düşüncelerinin tezahürü niteliğinde.Nasıl mı? Şöyle ifade edeyim.Kitapta körler bir kiliseye gidiyor.Kilise duvarlarındaki dini figürlerin gözlerinin bantlanmış olduğu,kitabın gören tek karakteri doktorun karısı tarafından fark ediliyor.Dini figürlerin gözleri neden bantlı,böyle bir kaos ortamında yaratılmışlar acı ve sefalet içinde kıvranırken,yazar tarafından yeri belirtilmeyen yerlerde,beklenen ilahi ve uhrevi mesajlar neden gelmiyor,toplumun sanrısı niçin yine sancı çeken toplum tarafından çözülmek zorunda ve tapındıkları kilise figürleri onlara yardım edemiyor.Acaba tapındıkları ritüeller bir yanılsamadan mı ibaret? Siz bu sorulara cevap ararken bir diğer konuya geçmek istiyorum. Kimlik sorunu.Kitaptaki karakterlerin hiçbirinin ismi belirtilmiyor.Milliyeti ve dini önemsenmiyor.Yani bizleri özel yaşamımızda, toplumsal etiketlemeye maruz bırakan bütün donelere kitapta savaş açılmış.Karakterleri toplumsal yargılara göre tanımlayabileceğimiz "nilliyet,din,sermaye,statü"gibi suni değerler belirtilmemiş.Komünist düşüncenin bir yansıması daha diyebiliriz.Ve bir okuyucu olarak bunu yapmış olması çok hoşuma gitti.Sadece karakterleri anlayabilmemiz için "birinci kör,koyu renk gözlüklü kız,gözü siyah bantlı yaşlı adam,doktor,doktorun karısı"gibi tanımlamalara başvurmuş. Gelelim diğer konuya:Sınırların ve özel mülkiyetin ortadan kalkması.Kitabı okuyan arkadaşlarımın kaleme aldığı inceleme yazılarını teker teker okudum.Nedense saptadığım olgu,kimsenin dikkatini çekmemiş veya alt bilincini harekete geçirmemiş.Kör olan bütün karakterler eşit.Eşit olan bütün karakterler,gözleri görmediği için yeme ihtiyacından tutun da barınma ihtiyacına kadar ihtiyaçlarını karşılamakta epey zorlanıyorlar.Sonra ne oluyor? Koyu renk gözlüklü kızın evine gidiyor karakterlerimiz.Kollektif hareket ediyorlar.Artık o ev,herkesin ihtiyacını karşılamak için var.Sen,ben yok "biz"var!Ardından doktorun evine geçiliyor.Gözleri gören tek kadın olan doktorun karısı,evini onlara açıyor ve meşakkatli durumlarda özel mülkiyet fikrinin nasıl da ortadan kalktığına,rafa kaldırıldığına işaret ediyor.Artık o ev,sığınılacak liman,çözüm aranan ve plan yapılan karargah binası."Doktor ve karısının"evi değil. Bir diğer mesele çok can alıcı.Çok zekice kurgulanmış.İlk kör,trafikte ansızın kör olduğunu fark ettikten ve yedi asıl karakterin teker teker kör olmasının ardından onları hükümetin akıl hastanesinde barındırması ve körlüğün bulaşıcı olarak görüldükten sonra sakıncalı kabul edilen körlerin tecrit edilmesi için,toplum tarafından dışarıda bırakılan ve "akıl hastası"diye yaftalanan insanların binasının seçilmesi hiç tesadüf değil.Karakterlerimiz artık dışarıya göremiyor ama vicdan muhasebesi yapmaya başlıyorlar ve içlerine dönüyorlar.Artık içe eğilim var.Dehaya yaklaşma olarak da tanımlayabiliriz.Delilik de dahilikle siyam ikizi olduğu için,içine dönen bir toplum,faşistler tarafından elbette sakıncalı,tecrit edilmesi gerekecek ve "deli"yaftası vurulacak mahluklar olarak görülür.Bence yazarın akıl hastanesi tercihi bu yüzden. Bir diğer konuysa toplumsal ahlak kuralları.Toplumsal ahlak kuralları dediğimiz şey;toplumun bize dayattığı,sindirdiği kurallar mı,içten mı gelir?İnsanın özünde bunlar zaten var mıdır,yoksa toplum;dinamiklerini ayakta tutabilmek için bu kavramları kendi mi üretmiştir? Yazar kendince bunu irdeliyor:Kimse kimseyi göremediği için ve bütün toplum hastalandığı için hiç kimse ahlak kurallarını önemsemiyor.Çeteleşme başlıyor,hırsızlık,yolsuzluk,kadınlara uygunsuz teklifler,onursuzluk ve şiddet almış başını gidiyor.Diyeceksiniz ki,"bu toplum varken de oluyor!"evet bu söylediğinize hak veririm.Fakat şöyle bir durum söz konusu:Siz gözleri gören bir toplumda çırılçıplak dolaşamazsın değil mi? Utanırsınız.Bunu namussuzluk ve edepsizlik olarak tanımlarsınız.Peki üç kadın karakterimizin balkonda kimse onları görmüyor diye çırılçıplak duş almaları;doktorun,koyu renk gözlüklü kızla herkesin önünde ilişkiye girmesi vs.örnekler çoğaltılabilir ama okumayan arkadaşlara saygımdan daha detaylandıramıyorum.Üzgünüm."Demek ki neymiş?" diyor yazar.Toplumsal tabular ve kurallar,yine toplum tarafından oluşturulur ve biz toplum bizi yadırgamasın,eleştirmesin,dışlamasın diye bu çerçeveye sığarız. Evet,incelemem bu kadar yurttaşlar.Umarım keyifle okuyacağınız bir inceleme yazısı kaleme alabilmişimdir.Herkese edebiyatla,sanatla kalın diyorum.Kitabı okuyacaklara ise keyifli okumalar dilerim.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,2bin okunma
··
328 görüntüleme
Saliç Aktaş okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme yazısı olmuş. Okumuş olduğum bir kitaptı ama siZin incelemenizi okuduktan sonra çok sığ bir okuma yaptığımı farkettim. Umarım tekrar zaman bulur ve bu kitabı okumayı yineleyebilirim.
Furkan okurunun profil resmi
Çok kibarsınız.Çok teşekkür ediyorum☺️💐
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.