Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

370 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Aristophanes ’in oyunları komedya türünün en güzel örneklerindendir. Bu yüzden de Aristophanes komedyanın babası olarak geçer. Komedya türü ise Antik Yunan'da Dionysia festivallerinde ortaya çıkmıştır ve asıl amacı dönemine ayna tutmaktır. Tragedyanın aksine karakterler genellikle günlük hayattandır ve mitolojik olaylara dayanmaz. Aristophanes, oyunlarının çoğunu ‘Peloponez Savaşı’ sırasında yazmıştır. Bu savaş tam 27 yıl sürmüş ve Aristophanes, eserlerinde hep bu savaşın manasızlığına ayna tutmuş . Bu sayede hala günümüzde de geçerliliğini koruyabilmiş çünkü hala aynı konudan dert yanılıyor dünyanın her yerinde. Genel olarak okuduğum bütün oyunlar tek bir şeyin altını çiziyor o da barış. Savaşın anlamsızlığı her satırda yüzünüze çarpıyor. Okurken o yüzden pek sıkılmadım çünkü günümüzü aydınlatacak bir sürü ders içermekte. Ayrıca çevirmenleri de övmeden duramayacağım. Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu’nun her oyunun başında verdikleri bilgiler, okurken dönemi anlamamda çok yardımcı oldu. Bu kitap ise Aristophanes’ in beş oyunundan oluşuyor. İlk oyun Eşekarıları (Yargıçlar), Atina’daki adalet anlayışıyla dalga geçer. Sebebi ise, eskiden Atina’da yargıçların öyle rastgele seçilmiş adalet nedir bilmeyen insanlardan oluşmasıymış. Bu iş öyle abartılmış ki insanlar birbirlerini saçma sapan şeyler yüzünden bile şikâyet eder olmuş sırf davalar para getiriyor diye. Bu yüzden de adalet denen bir şey kalmamış. Oyunda yargıç bir adamın oğlu tarafından evde zorla tutulmasına şahit oluyoruz. Onun mahkemeye gitmek için yaptığı şeyler insanı güldürmüyor değil. Cahil ve adalet dağıtma düşkünü olan babasına ayna tutmaya çalışan oğlu ise çaresiz kalıyor . İkinci oyun Kuşlar, bir hayali dünyadır aslında. Atina’nın problemlerinden kaçan ve huzur içinde yaşamak isteyen iki adamı anlatır. İki kuşun peşine takılıp bir koruluğa gelen bu iki adam kuşlara yeryüzü ile gökyüzü arasında bir şehir kurmalarını öğütler. Üçüncü oyun Kömürcüler, Peloponez savaşının en kızgın döneminde yazılmıştır. O dönemde Perikles’ in ölümünün ardından devletin yönetilme şeklini eleştirir. O dönemdeki barış anlayışının bir yansımasıdır aslında. Ana karakter Dikaiopolis (adil şehir) barış yapmak niyetindedir Spartalılarla. Sparta ile kendisi arasında barış anlaşması imzalarlar. Fakat kömürcüler ya da diğer bir deyişle Akharnialılar buna karşı çıkarlar ama onun zenginlik içinde yaşadığını görüp onun haklı olduğunu anlarlar. Kısacası, barışa olan özlemi ve savaşların anlamsızlığını anlatır. Atina’yı barış yapmaya ikna etmeye çalışır. Dördüncü oyun Barış, yazarın barış özlemini bir daha dile getirir. Baş kahraman Trygaios (bağ bozucu), köyden şehre göç etmiştir. Savaşın getirdiği bütün o azaplardan bıkar ve son çare olarak göğe çıkıp tanrılardan hesap sormaya gider. Fakat göğe varınca tanrıları orada bulamaz sadece Hermes (Zeus’un habercisi) ile karşılaşır ve savaş ve barış tanrısının bir mağarada hapsedildiğini öğrenir. Oraya gidip barışı serbest bırakır. Oyun barışın Atina’ya gelmesiyle biter. Son oyun Kadınlar Savaşı ise barışı bir türlü sağlayamayan erkeklere karşılık olarak kadınların olaya el atmasını anlatır. Lysistrata öncülüğünde bir grup kadın erkekleri protesto ederek onları cinsel ilişkiden mahrum bırakır ta ki barış sağlanana kadar. Oyunda dönemin inançlarıyla ve sosyal durumuyla dalga geçer ve savaşın manasızlığının altını bir kez daha çizer.
Eşekarıları, Kadınlar Savaşı ve Diğer Oyunlar
Eşekarıları, Kadınlar Savaşı ve Diğer OyunlarAristophanes · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018408 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.