Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

512 syf.
·
Puan vermedi
Zola’nın, 1877-1893 arasında tamamladığı Rougon-Macquart dizisinde dokuzuncu sırada yer alan Nana, (1880) Meyhane (1877) ve Germinal (1885) adlı eserleriyle beraber günümüze kadar en çok okunan ve filme alınan romanlarındandır. Meyhane adlı romandan büyük bir sefalet içerisinde ölüp giden Gervaine ve Coupeau çiftinin kızı olan Nana’nın yaşadıkları, daha doğrusu çevresine yaşattıklarının anlatıldığı bir roman. Nana’yı, Meyhane adlı eserinde zaman zaman evden/evdeki sefaletten kaçan güzel ve çekici bir ergen olarak hatırlıyoruz. B Ne tür yerlere kaçıp gittiğini halası Lerat Rougun’un; “Evet, pis bir geçmişti bu! Öyle şeyler ki, bunları her gün kurcalamamak iyi olurdu. Çoktandır yeğenini görmüyordu. Çünkü ailede kendisinin de bu kızla birlikte yoldan çıkacağını söylemişlerdi. Aman yarabbi olur muydu böyle şey! Nana'dan kendisine açılmasını istemiyordu. Her zaman temiz bir hayat geçirdiğinden emindi. Şimdi ona böyle iyi durumdayken kavuşmak ve çocuğunu sevdiğini görmek yetiyordu. Bu dünyada namuslulukla çalışmaktan daha değerli bir şey olamazdı.” (46.sayfa) deyişinden çıkarabiliriz sanırım. Bir tiyatroda ‘namuslu’ bir oyuncu olarak karşımıza çıkıyor Nana. Artık tam bir kadındır o. Tiyatroda oldukça başarılıdır, cömertçe ve günümüzdeki tabirle cesur kostüm tercihleriyle oldukça iyi bir izleyici kitlesine sahiptir. Güzelliği ile baş döndüren Nana, evli, bekar, genç, yaşlı aşıklarıyla hep merkezdedir. İflaslar, yıkılan yuvalar, cinayetler Nana’yı ilgilendirmez, çünkü onun varsa yoksa aynada seyretmeye doyamadığı bir ‘sevgilisi’ vardır. Vicdanı hep rahattır Nana’nın çünkü -yazarının deyişiyle; “Kenar mahallelerin çöplüklerinden havalanan bu dişi sinek, sosyal çürüyüşün mayasını taşıyarak, sadece üstlerine konmakla zehirlemişti bu erkekleri. İyi bir şey, adalete uygun bir şeydi bu, kendi dünyasının kimsesizlerin ve yoksulların öcünü almıştı böylece. (456.sayfa) . Beklenmedik (yoksa beklenen mi demeliyiz?) bir sonla biter hikayesi Nana’nın. Bu son yaşanırken Paris sokaklarında “Berlin’e! Berlin’e!” diye savaş (Fransa-Prusya 1870) naraları atılmaktadır ki bu büyük bir başlangıcın habercisidir.
Nana
NanaEmile Zola · Kum Saati Yayınları · 20004,334 okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.