Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
~ İçimde bir roman dönüp duruyor. İç çekişler, hasretler, ümitler, beklentiler, ihanetler, yaşamın heybemize eklediği hayat parçaları. Bu kitap bana doğruyu, sabretmeyi, kelimelerin hayatını fısıldadı. Aslında her kitabın kendince bir sesi vardır, duymak, duyurmak lazım. Fotoğraflar hayatın bizim için kıymetli olan anların hatıralarını taşır. Bir albüm koca bir ömür, her fotoğraf kendi başına bir dünya alemi, her mektup duyguların yoldaşı olur. Kimi zaman söylemek isteyip söyleyemediğimiz her şeyi bir cümleye sığdırmak zorunda kalırız. Bitmesin istediğimiz anları siyah beyaz fotoğrafların ardında gizlediğimiz gibi. Her özlem geçmişe bir iç çekiş değilde nedir? Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü-İstanbul hattında geçen bir roman. Balkan Savaşı yıllarında başlayıp I. Dünya Savaşı'na uzanan bir öykü. Her karakteri kendi başına bir hayat. Mültecilik, tehçir, mücadele, kader, iman... "Yitik zamanın peşinde." Bir karakter hatıra yolculuğuna çıkıyor. Geride kalan her fotoğraf onun için zamanda aradığını bulmaya yetiyor. Her solukta kendine hayran bırakan bir olay örgüsü. Nefesimi kesen, kalbime dokunan, hayatta birisinin mucizesi olmaya inandıran, suyun kıymetini bilmek için yanmak lazımdır, diye düşündüren... Kitap ayrı başlıklar altında toplanmış ama hepsinde ortak tek bir yol arkadaşı var. Soyut olan her şey cisme büründü zihnimde. Ah bir bilseniz sevdanın, mücadelenin, doğrunun kıymeti nedir! Azam'ın halısına attığı her düğümün Settarhan'ın kalbinde sevdasına nasıl işlendiğini, kördüğüm ettiğini duygularının... Sanki birini anlatmasam mücadelesine ihanet esermişim gibi geliyor. Bazen altüst olmak gerek düzelebilmek için, tamamlamak için yitik zamanı. Bakmak ve görmek arasındaki uçurumu fark ettim hayran kaldığım betimlemeler sayesinde. Kelimelerin ruhu vardır sanardım sadece meğer cümlelerin kapıları da varmış ancak girebilirsek hissedebilirmişiz. Settarhan, Azam, Zehra, Sofya, Celil Hikmet, İsmail, Büyük Hanım, Hacı Bey ve daha nice kahramanın ortak olduğu bir ömür. Öyle sorular sordum ki kendime, cevabı duymak istediğim gibi olsun diye umut besleyerek. Gidenin yeri dolar mı, dolsa gidene beslediğin sevdaya ihanet etmiş olur musun? Maddi ve manevi yokluğun içinde sakladığı zenginliği bilir misiniz? Derdi veren Allah dermanı unutur mu hiç! Zorluklar, mücadeleler, bitti derken yeni başlangıçlar. İyilik gibi kötülüğün de dili, dini, ırkı, milleti, milliyeti yoktu. Öyle yüreğime dokundun ki Nazan Bekiroğlu, bir kitabın benim için yolculuk bileti oldu bilmediğim diyarlara. İki nehir buluşur mu yolun sonuda? Bir olup akar mı her zorluğa rağmen? Ama unutmayın bu kavuşma bir çok ayrılığı, acıyı, savaşı, mesafeleri, yarım kalmış sevgileri barındırıyor. Ah İsmail... Hastanede yazdığın mektuplar, söylediklerinden çok söyleyemediklerin, meçhul asker oluşun... Vatan! "Neler yapmadık şu vatan için Kimimiz öldük, Kimimiz nutuk söyledik." -Orhan Veli. Savaş, yaşamanın en büyük yorgunluk olduğu zamanlarda. Bir annenin feryadı, duasının kıymeti... Savaşı anlattı bilmediğim için o zamanları yaşayan kişilerden utandım, sevdayı anlattı öyle iki cümleye gelip geçici anlamlar yükleyenlere kızdım, vefayı anlattı, merhamet yerine beslediğim nefretten utandım, mücadeleyi anlattı en ufak zorlukta vazgeçişlerime kızdım... Farklı dinlere mensup olan iki insanın birbirine kendi doğrularını anlattığını, eksiklerini gördüğü ve kendilerine ekledikleri bakış açılarını okumak mutlu etti beni. "Kitap okuyan biri, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan ise sadece bir hayat yaşar." Bir kitapla birçok hayat yaşattığın için teşekkür ederim. Tavsiyemdir.
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.