Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

185 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Lacan'ın Arzu Grafiği ve Hitchcock'un The Birds Filmi Üzerine
İncelemenin ilk kısmında Lacan'ın Arzu grafiğini ele aldıktan sonra, Hitchcock'un The Birds (Kuşlar) filmi üzerine Bakır'ın söylediklerine ek olarak getirmek istediğim birkaç yorumu paylaşacağım. Arzu grafiğinin dört şeması üzerinden öznenin yapılanma süreci >> Şekil 1 - i.imgyukle.com/2020/05/04/rXgK... Burada S-S', vektörü gösterenler zincirini temsil ederken Üçgen-$, vektörü de öznenin niyet zinciridir. S(Signifiant), sembolik düzenin gösterenler ağının başlangıcıdır. S', ise özneye dahil gösterilenlerin sembolik ağdaki gösterenler ile düğümlenişiyle anlamın yaratıldığı gösterenler ağının sonsuzluğudur. "Üçgen", simgesel evrene girmemiş, mitik, özneleşme öncesi saf ihtiyacın öznesini(!) simgeler. Saf ihtiyacının giderilmesi için niyetlenen özne takıldığı gösterenler ağında yarılır ve bölünmüş özne olarak ortaya çıkar. Bu iki vektör iki noktada kesişir ve gösterge oluşturur yani kapitone noktası. Kapitone noktası bebeğin içindeki gösterilenler ile simgesel evrendeki gösterenlerin düğümlenip anlamın ortaya çıktığı duraktır. Fakat elbette gösterenin ve gösterilenin anlamı yaratan bu buluşmasından geriye bir artık kalır; özne eksiktir. Bizim sık sık dile getirdiğimiz, "kelimeler kifayetsiz kalıyor" deyiminde açık ettiğimiz şeydir, kelimelerin yetişmediğidir eksik. Derdimizi anlatırız ama sonunda söylediklerimize ve yazdıklarımıza geri dönüp baktığımızda içimizdeki o şeye yabancılaşan ucube sözcükleri görüveririz. Özne ortasına düştüğü sembolik evrenin kendine yapıştıracağı anlama zorunludur, yalnızca saf ihtiyacını karşılamak için ağlayıp sızlarken, çaresiz, imgesel ve simgesel evrenin büyüsüne kapılır. Bu da imgesel ve simgesel özdeşleşmelerle karakterize olan ikinci adımdır. Şekil 2 - i.imgyukle.com/2020/05/05/rXhV... Bu şemada, özne niyetlilik vektörünün başında yarık ($), olarak yer alır, yani çatlak, eksik özne olarak. i(a), ise ayna evresi olarak yorumlanabilir. Bu özneye tamamen yabancı olan Öteki'ni(Anne) o kadar da yabancı olmayan adeta eşlenik olarak görülen küçük öteki olarak kabul etmektir. Özne küçük öteki ile imgesel olarak özdeşleşir. Bir ölçüde bu, dalındaki olgunlaşmamış meyveyi koparmaktır, açmamış tomurcuğu kokusu için dermektir. Bebek doğduğu kaotik evrenin içinde "neyin içine düştüm?" der, "burası neresi ve ben neyim/kimim?", işte ayna evresinde annenin ona dediği şey "sen busun", çocuğun ilelebet sırtına yüklenmiş olarak kalacak ideal-ego imgesidir. Elbette burada çocuğun ayna karşısına geçmesine gerek yoktur; annenin yüzü, mimikleri, bakışı ayna işlevi görür. Çocuğa yüklenen bu imge hiç de öyle zamanından önce koparılmış meyve gibi deneyimlenmez, öznenin olmak istediği şeydir. Kendini tam ve bütün gördüğü şey, yarılmamış bölünmemiş, eksiksiz. Ve işte annenin bakışları ile özne bu tam/bütün, kendisiyle özdeş nesneyle imgesel olarak özdeşleşir ki bu arzunun doğduğu konumdur. s(A) bir önceki şemada da denildiği gibi anlamın ortaya çıktığı yerdir, A(Autre) ise gösterenlerin sonsuz dünyasıdır. s(A) ötekinin anlamlandırmasını, onun mesajını, semptomunu ifade eder. $ ile başlayan çizgi I(A) ile sonlanır ki bu simgesel özdeşleşmedir yani i(a) öznenin kendi nazarında olmak istediği şey iken I(A) Öteki'nin özneden olmasını beklediği şeydir. Signifiant-Voix, vektörü Bilincin Gösteren Zinciri olsa da Lacan'a göre özne kendini bilinçli seçimlerce kuramaz çünkü Öteki yani A, özne için daima bilinemez ve ulaşılamaz olarak kalacaktır. Şekil 3 - i.imgyukle.com/2020/05/05/rXhr... Bu aşamadan sonra süreç bilinçdışı bir nitelik kazanır. Burada gösterenler hazinesi A'dan iki ok çıkar; d, yani arzu ve "Che Vuoi?" yani öznenin Öteki'ye yönelttiği "Ne istiyorsun?" sorusu... Kendine kavuşmak adına sembolik düzene kaydolan ve bu uğurda kendinden eksilen özne, arzu ve "Ne istiyorsun?" sorusu ile fantaziye varır. Fantazi şemada görüleceği gibi çizik özne ile küçük öteki arasındaki baklava dilimiyle temsil edilir. Fantazi, Öteki'deki eksiği(Gerçek'i) gizler. Öteki ile yüzleşme ötelenir, ertelenir, çünkü Gerçek travmatik olandır ve kaygıyı getirir. Özne kendisinin ötekine yönelttiği "Ne istiyorsun?" sorusuna yine kendi cevap verir. Özne fantazi kurar çünkü o kaybettiği küçük ötekini arar(onu bulabileceğine inanır). Özne kaybettiği küçük ötekinin(a), Öteki'de olduğunu görmek ister fantazisiyle. Yani fantazi arzuyu dinamize eder ve aynı zamanda buna karşı gardını alır çünkü fantazi "Ne istiyorsun?" sorusuna cevap vererek özneyi kaygıdan kurtarır. Oysa Öteki'nin arzusu bilinemezdir esasında. Ve son kertede Öteki'nin kendisi hem arzunun nesne nedeni olan nesne a(küçük öteki)'dan muaf hem de arzulayan Öteki'dir. Aslında arzunun nesne nedeninden muaf tutulmuş bu efendi Öteki ile özneyi arzulayacak olan Öteki'yi, öznenin kendisi yaratmıştır. Ve zaten özne bu Öteki karşısında kendini fallus olarak konumlar; Öteki'de eksik olan şey olarak. Bu gülünç acziyet ile özne Öteki'deki eksik ile yüzleşmeyi daima geciktirir, bir efendi olmadan yaşayamaz. Bu kaotik evrende sırtını dayayabileceği bir doğrular, yasaklar, günahlar listesi olmazsa öznenin gözlerini Gerçek kamaştırır. Ve bu dayanılmazdır. Şekil 4 - i.imgyukle.com/2020/05/05/rXhc... Bu dördüncü aşama arzu grafiğinin son halidir ve Öteki'deki boşluğun oluşumunu gösterir. Özne, fantazisiyle "Ne istiyorsun?" sorusuna cevap veremeyince, kendi eksiğini yani fallus olmayışını, Öteki'nin üstüne atar. Daha önceki şemada A'dan çıkan iki vektörden biri olan arzu(d) burada dürtüye ($, baklava dilimi, D) ulaşıp Öteki'nin eksikliği[S (A/)-Çizik Öteki] ile karşılaşır. Daha önce "Bilincin Gösteren Zinciri" olarak nitelediğimiz Signifiant-Voix vektörüne burada Jouissance-Kastrasyon vektörü eklenir. Jouissance'tan doğan ve dürtüden geçen vektör "Bilinçdışı Gösteren Zinciri" dir yani sözceleme düzeyidir. Sözce yani Bilincin Gösteren zinciri Özneye Öteki ile münasebeti boyunca anlam sağlarken bu dördüncü aşamada üstte beliren Bilinçdışı Gösteren Zinciri ise öznenin tüm bu anlamın, hiçliğini, yokluğunu perdeleyen fantazi oyununa rağmen bilinçdışında süren işleyiştir. Jouissance (burada kastedilen "Öteki Jouissance"), bir imkansızlıktır. Ancak nevrotiğin simgesele girişte Baba-nın-Yasa'sı nedeniyle ödediği jouissance bedeli tamamen kaybolmaz ve kendisini dürtüler ile bedenin delikli, erojen yerleşkelerinde açık eder. Ve fantaziyi kat eden "arzu-özne" artık "dürtü-özne" olarak konumlanır; imgesel ve simgesel özdeşleşmelerden geçer. Arzu dille, özdeşleşmeyle ve yorumla ilişkiliyken, jouissance dil dışıdır ve özdeşleşmelerle bağı yoktur, yorumlanamazdır. Dürtü olarak özne yani jouissance'ı açığa çıkan özne, idin paçayı kurtardığı yerde keyiflenecek olan öznedir. Dürtü-özne, bir zamanlar fantazisi nedeniyle yanlış tanımış olduğu doyumunu tanımaya başlar. Acı verici olan semptomunun ardındaki hazzı, doyumu, jouissance'ı yakalar. Analizin amacı da jouissance'ın öznesi ve arzunun öznesi arasında bir değişim yaratmaktır. Fantaziyi kateden bu dürtü-özne Gerçek ile karşılaşır ve bu gerçek ile buluşma daima biraz geç kalınmış bir buluşmadır. Gerçek, Öteki'ndeki eksiktir. Ve özne kendine ulaşmak için yola koyulmuşken o büyük şifacı olan Öteki'nin de aslında ilacı olmayan kel olduğunu anlar. Özne sorar, "Peki benim kaybım nolacak?"....Yarattığı Öteki yoktur, bütün putları devrilmiştir, gidecek hiçbir yeri kalmamıştır. "Öz"ünü aramak niyetiyle yola koyulan özne kala kalır, zamanın sonsuz akışında tarihin sonunu görür. Ve özne hayatına bu bilgiyle devam eder, Öteki yine aynı yerinde var olur ama aşkın bir efendi olarak değil. Aşkla değil sevgiyle, bilgisizliğini elinde tutan Öteki'nden mutluluk talep ederek değil ama o bilgisizliğe dayanarak mutsuzluğu göğüsleyen bir huzurla özne ağıdını tutar.
Dionys Mascolo
Dionys Mascolo
'nun
Aşk Üstüne
Aşk Üstüne
'de dile getirdiği gibi fantaziyi kateden özne artık şunun bilincindedir: "Dünyada beklentime son vermeye yetecek hiçbir şey yoktur. Yaşamdan beklediğimi ve içimde umutsuzca beklemeye devam edeni tatmin edecek hiçbir şey gelmeyecek başıma. Ve hatta: kafamın içinin yüzdüğüm denizden daha engin olduğunu sezdiğimden, beni mesken edinmiş arzunun her halükarda bana cevap olarak sunulabilecek olan her şeyden sonsuzca daha büyük olduğunu biliyorum. Ya da nihayet ve bir sırrı ele vermek adına: eminim ki dünya içimde bulunduğunu söylemeye mecbur olduğum sevme ihtiyacını doyurabilecek hiçbir şey barındırmaz. " Lacanyen öznenin bu serüveninden sonra The Birds üzerine birkaç ek yorum>> Melanie, tıpkı arzu grafiğinin başında konumlanmış çizik öznemizdir ve kuş satın almak için gittiği dükkanda Mitch (Öteki) ile karşılaşır. Mitch dükkana muhabbet kuşu(love birds) almak için gelmiştir ve Melanie'den -küçük bir oyunla- kendisine verebileceği muhabbet kuşunun(fallus) olup olmadığını sorar. Melanie kanaryaları yutturmaya çalışır muhabbet kuşu diye ama Mitch yemez. Bu ilk sahneden sonra çizik öznemiz Melanie Mitch'in arzusuna oynar. Mitch için muhabbet kuşları sipariş eder ve elinde, kafesteki kuşlarla Mitch'in hafta sonları ailesiyle -anne ve küçük kız kardeş Cathy- yaşadığı kasabaya gider. Daha ilk andan itibaren Melanie, Mitch'te arzu uyandırmak adına bir çok yalan söyler. Ve kasabanın öte yakasında oturan Mitch'e giderken bir kuşun ilk saldırgan teması ile karşılaşır bu hafif bir karşılaşmadır, önemsenmez. Kurduğu fantaziyle ve küçük yalanlarla Öteki'nin arzusuna yönelen öznemiz ve kasabadaki diğer herkes, Kuşların önü kesilmez saldırılarıyla meşgul olmaya başlar. Belli aralıklarla saldırıya geçen Kuşlar insanların gözlerini oyar, etlerini didikler. Mitch'in ve Melanie'nin de bulunduğu restronda geçen sahnede şunu görürüz; bir kuş bilimci kuşların saldırısını bilimsel/istatistiksel bilgilerle açıklamaya koyulur, kuşların yürüttüğü bu saldırıyı 'saldırı' olarak nitelemenin saçma olduğunu söyler, nihayetinde daha önce kuşlar insanlara örgütlü bir şekilde saldırmamışlardır. Bir başka kasabalı "Bütün kuşları öldürmeli." der, kuş bilimci ise dünyadaki kuş sayısını ve yine bu düşüncenin ahmaklığını anlatır. Bir başka kasabalı incilden nükteler paylaşır, iki çocuğuyla restronda oturan bir anne ise tüm bu konuşmaları daha sessiz yapmalarını söyler herkese, çünkü kuşlar çocukları ürkütüyordur. Tüm bu diyaloglardan Lacan'ın hakikat/Gerçek'i ile efendinin söylemi ve yalan arasındaki ilişkiyi görebiliriz...Bilimin ağzından konuşan kuş bilimci hakikati görmez, o yalnızca bilimin sunduklarını sunar ve arzuya kördür. Nihayetinde bilim, bilgi ile ilişki içindedir ve irrasyonel varlık olan özneyi, rasyonel faaliyet gösteren varlık olarak görür. Melanie'nin Mitch'in arzusunu kazanmak için uydurduğu yalanlar ise Gerçek ile karşılaşmasına sebep olmuştur. Lacan'ın dediği gibi hakikat aldatmacayla doğrulara nazaran daha yakındır ve hakikat bir kurmaca gibi yapılanmıştır. Tüm her şeyden sonra Melanie, Mitch, kız kardeş Cathy ve anne eve kapanırlar. Tüm pencereler, kapılar tahtalarla çivilenir, kuşların girebileceği tek "delik" bırakılmamaya çalışılır, yalnızca şömine kalır ve orada da sürekli olarak ateş yakılacaktır ki, kuşlar bacadan girmesin. Son sahnenin evvelinde gerçekleşen bu son büyük kuş saldırısının olduğu sahneye yakından bakalım. Kuşlar Gerçek'tir ve kendisini kapıdan pencereden bacadan dayatmaya çalışır özneye...Ateş yakarlar Kuşlar'dan sakınmak için kendilerini...Ateşi burada Prometheus'un tanrılardan çalıp insanlığa verdiği ateş olarak yorumlamak mümkündür sanırım. Bu ateş(bilim, uygarlık) ,Gerçek'e simgesel bir karşı koyuştur ve evet sahiden de ateş yandığı için kuşlar bacadan girmez...Ama kapı ve pencereden zorlar...Mitch pencerenin açıklığından faydalanan kuşlara karşı bir an evvel pencereyi yeniden kapamaya çalışırken kuşlar elini kan içinde bırakır...Mutfağa gidip sargı bezini alan Mitch salona döndüğünde kuşların bu kez de dış kapıyı delmeye başladığını görür...Hemen salondaki üst kısmı aynalı olan vitrini kapıya çiviler...Bu bir imgesel karşı koyuştur...Öyle ki Gerçek'e karşı ancak kaybedilen o küçük öteki imgesi ile karşı koyulmaya çalışılır burada, özne gerilemiştir iyice...Kısa bir süre sonra kuşlar saldırıya ara verir(Gerçek tekrarlar)...Herkes biraz uyuklamaya başlamışken çizik öznemiz Melanie çatı katından gelen sese yönelir ki burdaki Melanie hâlâ arzunun öznesidir. Çatı katındaki odaya "el feneriyle" giren Melanie çatıyı delen kuşların saldırısına uğrar, kan içinde kalan Melanie yere yığılır ama bu daha çok bir bayılmadır, Gerçek'in karşısında bir baş dönmesidir. Sese gelen Mitch hemen Melanie'yi oradan çıkarır. Hep birlikte Melanie'nin yaralarını sararken farklı bir Melanie görürüz bu noktadan sonra...bakışları değişmiştir Melanie'nin, sanki deliliğin evvelindedir. Yine Gerçek'i Kuş olarak simgeleyen Hitchcock'un bu alıntıdan hareketle, http://1000kitap.com/gonderi/70953434, öznenin özgürlük yanılsamasını yine ondan -özgürlüğü temsilen Kuşlar- gelen darbe ile gösterdiğini söyleyebiliriz sanırım. Filmin son sahnesinde (i.imgyukle.com/2020/05/05/rcK3...) kuşlar yeni bir saldırıya geçmeden evvel hep birlikte arabayla kasabadan uzaklaştıklarını görürüz. Burada Bakır şu yorumları yapar; araba doğuya, güneşin, aydınlık yarınların olduğu tarafa doğru yol alır ancak doğu aynı zamanda bilinmeyeni de niteler gibidir. Film sonunda muğlaklıkla biter ve getirilebilecek üç farklı yorumun olduğunu söyler; "simgesel evrenin yıkımı, hiçlik; fanteziden geçmeyi reddetme, simgesel evreni koruma ve aktarımı sürdürme; ve son olarak semptomla özdeşleşme." İçindekiler Birinci Kısım - Temel Kavramlar 1. Bölüm: Psikanalitik Bağlam A. Bilinçaltı B. İmgesel, Simgesel ve Gerçek C. Fantezi ve Haz (Dürtüler Bağlamında) 2. Bölüm: Filmin Psikanalitik Çözümlenmesinde Temel Kavramlar A. Anlam ve Anlamlandırma B. Özdeşleşme ve Arzu Grafiği 1. Kapitone Noktası 2. Birinci Özdeşleşme 3. "Ne istiyorsun?" (Che Vuoi?) 4. Jouissance ve Sinthome 5. Sinema ve Özdeşleşme 3. Bölüm: Klasik Anlatı Sineması A. Hitchcock 1. Örnek Bir Film: Kuşlar 4. Bölüm: Erotizm - Psikanaliz ve Estetik A. Psikanaliz ve Erotizm B. Estetiğin ve Erotizmin Yüce Nesnesi 1. Teşhir Olarak Sanat Yapıtı 5. Bölüm: Sinema ve Erotizm A. Sinemada Erotiğin Yanlış Tanısı Olarak Cinsel İhlalin 'Yasa'sı B. Erotizme Doğru: Bölünme İle Yüz Yüze Gelmek C. Birinci Olumsuzlama: Erotizmin Negatif Bilgisi Olarak “Eski Kötü Şeyler ” 6. Bölüm: Kubrick Sineması ve Erotizm A. Kubrick Sinemasının Temel Özellikleri 1. Mekan ve Zaman 2. Anlatım B. Kubrick Sinemasında Erotizmin Ön Temelleri C. Kubrick Sinemasında Erotizm 1. Bakış 2. Erotizmin Karşısında Müstehcen Olan ve Şiddet 3. Kadınlar ve Cinsellik Sonuç Kaynaklar
Sinema ve Psikanaliz
Sinema ve PsikanalizBurak Bakır · Hayalet Kitap · 20089 okunma
··
267 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.