Meksikalı yazarın sadece Meksika'nın değil belkide tüm insanlığın uyuşmasını, unutuşunu, kederini, kaçışını, sevincini, dansını, hazlarını hedef almış. Bunu da tek bir insan üstünden anlatmış.
Kolay okunduğunu düşündüğüm ve yazarın iki gün içinde bitirdiğim ikinci kitabı oldu. İlk kitap "Acı Çikolata" ile oldukça güçlü bağları var. Elbette devam kitabı veya referans kitabı değil ama üst üste okuduğum için mi bilemiyorum çok güzel bağlar kurabildim.
Kitabı cinayet romanı olarak görürsek derdimizin katili bulmak olmadığını kitabın ortalarına doğru anlıyoruz. Aynı medyanın veya politikacıların kararlarımızı, sevinçlerimizi, yaşamlarımızı etkilerken yaptıkları gibi hedef şaşırtıyor.
Evrendeki yerimizi ve ona dair algımızın son yüzyılda ne kadar değiştiğini okurun gözüne sokmadan verebilmekte. Bunu dini ritüellerle ve mitolojik öğelerle de anlatması ve özellikle bu öğelerin pazarlama açısından satılabilir veya dışlanabilir hale nasıl geldiğini göstermesi açısından önemli.