Herkese merhabalar, dün bitirdiğim ve bugün de incelemesini yapacağım kitap sizlerle... Dostoyevski, Rusya’nın hatta Dünya’nın en ses getiren yazarlarından biri bence. Kitapları hala çok okunuyor ve bizlere çok şey de öğretiyor. Beyaz Geceler, modern romantizm döneminin zirve yaptığı zamanlarda yazılmış en harika baş yapıtlardan biri. Her yazarın o dönem de modern romantizm akımından etkilenip eserler yazdıklarını da görüyoruz. “Beyaz Geceler” başlığı öylesine atılmış bir eser başlığı değil aslında. Rusya’nın St. Petersburg kenti,Mayıs ayının son haftasında başlayıp Temmuz ayının 15’ine kadar olan aydınlık ve pek kararmayan gecelere karışır, hava bir türlü kapkaranlık olmaz ve beyazlar içinde bir gece olur. Neden sizce Dostoyevski böyle bir konusu seçti ve böyle bir başlık oluşturdu? Çünkü insan aşık olduğunda ve kalbi sevgiyle doğduğunda, hiç bir şeyi karanlık olarak algılamaz ve ruhu gibi aydınlık olur her yer... Yalnız bir adamın,hiç bir kadınla doğru dürüst konuşamamış olan bu yalnız adamın,evlerle çayırlarla yollarla sürekli kendi içinde konuşabilmesini hayretle okuyor insan... O betimlemeler, o düşünceler ve yalnızlık sizi alıp oralara götürüyor. Beyaz bir gelinliğin masumluğunu yansıtan bu beyaz geceler, gerçekten gelinlik gibi masum bir aşka yelken açabilecek mi? Ruhu aşkla dolan bu hayalperest adam,sevdiği kadından karşılık alabilecek mi? Hayalperestlik ve yalnızlığın yakıştığı bu adamın yüzünün bir gün gülmesi umuduyla çevirdiğim sayfalar o kadar akıcı ve heyecanlıydı ki elimden bırakmadan okudum. Beklediğim şekilde bitmesini istemezdim ama öyle oldu... Çok ama çok güzeldi,herkesin okuması gereken tadımlık Dostoyevski kitabı bence. Hoşçakalın,sevgiyle ve kitaplarla kalın.

Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201874,8bin okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Marceline Proust