Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

268 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Bol analizli bol Spoilerli !!!!
Fazla SPOİLER İÇERİR ben uyarımı yapayımmm ! Dibs isimli bir çocuğun zihinsel engelli olduğu düşüncesi ile oyun terapisine yönlendirilmesi ve bu süreçte çocuğun ailesi ve benliğine dair tüm soruların yanıt bulduğu gerçek bir hikayedir. İlk önce genel bir yorumda bulunulacak olursa okuyucuyu sıkmayan, dili gayet sade ve akıcı olan bir kitaptı.Günlük yaşamımızda rastladığımız aile ilişkilerimize benzediği için kitabın sonunu heyecanla çektim.2 günde bitirdim ve inanın bitmesini istemediğim ve gerçekten her ebeveynin kesinlikle okuyup pay çıkarması gereken bir kitap olduğu kanaatine vardım. Dibs’i bir çok insan gözlemliyor ve onun bu gelişimsel geriliğine kimse anlam veremiyordu herkes bir elden çabalıyor ama gelişme kaydedemiyordu ben kitabın ilk bir kaç bölümünü okuyup bu kısımları gördüğümde çocuğun ailesi ile ilgili bariz bir sıkıntısı olduğunu daha devamını okumadan anlamıştım çünkü gerçekten canhıraş bir uğraş söz konusu idi onunla ilgili.Nitekim de öyle çıktı.Çocuğa test uyguladıklarında gelişimsel bir geriliği olmadığı ortadaydı.Sürekli bu davranışlarını zihinsel ve gelişimsel bir geriliğe bağlayan ailedeydi sıkıntı.Aslında bu kitapla şunu düşündüm çocuk bizim ona gösterdiğimiz sevgi kadar var olur ve ne kadar belli etmesek de kendisi ne kadar istenmediğinin, sevilmediğinin, bir değeri olmadığının farkına varır.Neden konuşup kendini bir daha böyle insanlar için yorsun ki.Freud’ a göre fallik dönemin içindedir.Kitapta görülür bir oidipus kompleksine rastlamadım ayrıca babasıyla bir özdeşim kurma girişimi de görmedim.Erikson’a göre ise Girişimciliğe karşı suçluluk evresi içindedir bu evrede çocuklar bir şeyleri gerçekleştirmek için algısal,motor,bilişsel ve dil becerilerini kullanır.Düşünce ve eylemde cinsel konulara, bilinmeyen şeyleri öğrenmeye,çevresini genişletmeye yönelik artmış bir merak ve haz duygusuyla yönelmeye başlar.Bu dönemde engellenen ve cezalandırılan çocuklar suçluluk duygusu geliştirir.Dibs’in hareketlerinden ve davranışlarından aşırı bir engel ve cezalandırma görülüyordu zaten.Bu da onda suçluluk duygusu yaratmıştı.Dibs’in bağlanma stili ile ilgili olarak da güvensiz dağınık bağlanma stiline sahip olduğunu görüyoruz nitekim güvensiz dağınık bağlananlar güvensizliklerini dağınıklık ve uyumsuzluklarıyla gösterirler.Dibs’te bu uyumsuzluğu her yönü ile görebiliyoruz.Uyumu etkileyen faktörlere baktığımızda ailenin tutumunun ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz. Sıcak bir ilişki çocukların sorumlu ve kendi kendini denetleyebilir bir kişilik geliştirmesine yardım ederken, düşmanca ilişki ise saldırganlığı destekleme eğiliminde olur. Evet Dibs annesinin deyimiyle onun kariyerini bitiren(hatrı sayılır bir doktordur kendisi),bu sebeple de bilim insanı olan kocasının ondan soğumasına neden olan bir çocuk olarak o ailede var oldu.Evde onun yüzünden sürekli tartışma çıktığı için pek de sevilmedi.Bu sevgisizlik zamanla onun her şeyine yansıdı ama aile suçu üstlenmek yerine Dibs’te bi sıkıntı olduğunu ileri sürdü aslında burada bile ne kadar ötelendiğinin farkına varabiliriz.Sırf o düzelsin diye kardeş yaptılar ama Dibs’in istediği sevgi ve şefkat olduğu için bu da bir çözüm olmadı.Çocuk ise sırf onların bu sevgisizliği ile baş etmek için bu yolu geliştirmişti kendine.İçinde bulunduğu duruma karşı hedonik bir adaptosyon sağlayamadı.Zaten böyle bir duruma karşı bunu göstermesi de normal karşılanmazdı.Bu durum yine çocukta düşük benlik saygısına sebep olmuştu. .Piaget çocuğun kişilerarası ilişkilerde en fazla deneyimlediği şeyin sosyal duygular olduğunu belirtmiştir.Onun bilişsel yapısının da ahlaki yaşamını etkilediğini düşündüğü 3 tip duygusal eğilimden bahsetmiştir bunlardan birincisi doğumdan ergenliğe kadar olan bireyin gelişimi üzerinde önemli rol oynayan sevgi gereksinimidir.İkinci duygu durumu ise itaat ve uyma davranışında etkili olan, büyük ve güçlü olana karşı duyulan korku hissidir.Üçüncüsü ise sevgi ve korkudan oluşan ve ahlak gelişiminde oldukça önemli olduğu düşünülen saygı hissidir.Piaget’e göre çocuğun kuralları içsel olarak kabul etmesi ve bunu gerçekleştirmede zorunluluk hissi duyması,kuralların saygı duyduğu bir kişiden yani hem sevdiği hem de korktuğu bir kişiden gelmesi gerekir.Sadece korktuğu ve ya da sadece sevdiği birinden gelmesi onda içsel kabul yaratmayacaktır.Dibs de babasına ve annesine karşı sadece korku hissettiği için itaat etmiyordu.Kuralları içselleştirmiyordu.Kardeşine ve arkadaşlarına karşı salgırgan davranışlar göstermesinin nedenin altında yine aile tutumu yatıyordu.Düzensiz aile ortamı,anne-baba tutumları, anne babanın çocuk yetiştirme biçimi, anne-baba ilişkileri, ihmal ve istismar,travma ve toplumsal riskler oluşturabilir.Anne-babanın çocuğun saldırgan davranışlarına karşı baskıcı,otoriter tutumu,çocuktaki kavgacı davranışın ona daha çok yerleşmesini sağlar. Çocukta var olan enerjinin boşalmasına izin verilmemesi, engellenmesi,çocuğa karşı ilgisiz tutum sergilemek de çocukta saldırganlığa sebebiyet vermektedir.Ayrıca Dibs’te parmak emme davranışı da görülüyordu bu da yine aynı şekilde baskıcı aile ortamından ve ailedeki gerginlikten oluşan bir durumdu. Çocuk terapisi ile Bayan A (Dibs’in isimlendirdiği Bayan A diye hitap etmek istiyorum)Onun ruhunun derinlerine indi ve çocuğa doğası gereği beklediği sevgi ve şefkatle yaklaştı. Her türlü sosyal destek sağladı ona karşı.Çocuklar aslında bir oyun kurgularken bize yaşantılarından bahsetmiş olurlar,nitekim Dibs de oyun terapisi boyunca oyuncaklara bir çok anlam yükledi.Ona karşı sergiledikleri tutum yüzünden çocuk onları affetmekte hayli zaman harcadı. Oyuncaklara atfettiği anlamlar sayesinde aile ilişkilerine,arkadaş ilişkilerine,ideallerine her şeyine ulaştı Bayan A ve tabi bilinçdışına bastırdığı duyguları da . Minimal düzeyde görülen ya da hissedilen demek daha doğru olur psikopatolojik sıkıntılar da yavaş yavaş varlığını yitirdi.Kitapta Bayan A ve Dibs’in annesi hakkında bir terapiden bahsedilmiyor ama Dibs ile eş zamanlı olarak anneye de terapi yaptı diye düşünüyorum çünkü annesi zamanla kendisini açtı Bayan A’ya ve her şey buradan sonra başladı.Aile kendini düzeltmeye çalıştıkça Dibs de kendine bir düzen verdi.Ailesi onun üzerine kilitlediği kapıları, pencereleri açtıkça(somut bir şekilde gerçekten öyle yapmışlardı)Dibs de gerek zihninin gerekse yüreğinin kapılarını onlara açtı.Mutsuz halinden,saldırgan davranışlarından,masanın altına saklanmalardan,tek düze konuşmalardan hepsinden geçti ve bu değişim için herkes çok mutlu oldu.Baştan beri dediğim ve anladığım en büyük şey değişim ailede başlar ve çocuk da bu değişime ve düzene ayak uydurur.Oyun terapisi boyunca Bayan A Dibs’e sadece soru sorarak onu açtı ona asla bir yönlendirmede bulunmadı bu benim dikkatimi çok çekmişti çocuk o sorularla bile kendisinin önemsendiğini ve ona soru sorulduğunu düşünüyordu.En sonunda aile tüm durumun geç de olsa farkına vardı onu aslında olduğu gibi kabul etmeyi varlığı üzerine büyük bir sevgi ve saygı beslemeyi öğrendi ve tabiki en çok öğrendikleri şey paranın çocuklarının o güzel yüreği ve sevgisi üzerine hiçbir anlam ifade etmeyeceği idi.Anne bir konuşmasında şu cümleleri sarf etmişti ‘’Ona bir faydası olur diye paranın satın alabileceği her şeyi verdik’’ çocuk ruhu parayla değil sevgiyle sarılırdı oysa. Ve Dibs’in içimi parçalayan şu sözü aslında benim anlattığım her şeyi özetler nitelikte’’Sevgiyi hissettiğimde mutsuz olmadığımı fark ettim.’’En çok tedirgin olduğum yeri ise Dibs’in oyuncaklara anne baba kardeş vasfı yükledikten sonraki onları öldürme planları idi.O bir çocuktu sonuçta.Nasıl dedim ya nasıl olur da doğası gereği masum,mutlu,iyimser olan bir çocuk cinayet planları yapabilir? Biz bile kötümser olmayı bazı şeyleri görerek zamanla öğreniyoruz o yaşında bunu öğrenecek kadar nasıl bozabilirler doğasını bir çocuğu ? Dibs, hikayesi ile tüm ebeveynlere örnek olur nitelikte bir çocuk gerek kurduğu dünyası ile gerek oyuncaklara atfettiği anlamlar ile.Bir çocuk bizden hanlar,hamamlar istemez ki onlar bilmez ki zenginlik nasıl olur sadece gönül zenginliğini bilirler o işler sadece.Yoksa koskoca bilim adamının ve başarılı bir doktorun oğlu ol sana her şeyi alsınlar üzerine de bir kilit vursunlar ya da çok fakir bir ailede ama zengin yüreklerle büyük sevgi versinler sana hayallerinin de özgürlüğünün de sınırı olmasın bir çocuk hangisini seçer ki ? Bunun cevabı çok zor olmasa gerek. Onlara asla büyük insanlara yaklaştığımız gibi yaklaşmamayı öğretti Dibs bana her şeyden önemlisi de buydu.Meslek hayatıma da çok büyük katkısı olacak bu düşüncenin.Çünkü onlarla iletişim kurarken onların yaşına inerek dinlediğimizde olaylara daha somut baktığımızda çok da zor gelmeyecek yaptığım iş bana.Ayrıca değişimin bir anda olmayacağını zaman alacağını ama sonu sağlam olacağını da öğretti bu hikaye bana.Rabbim nasip eder de öğretmen olursam velilerime şiddetle tavsiye edeceğim hatta görüşmelerimde değineceğim bir kitap olarak kitaplığımda en güzel köşeye sahip olacak.Dibs’in bir abla olarak bile bana kattığı çok şey oldu. Sonuna kadar tahammül edip okuduğunuz için teşekkür ederim.Sağlıkla kalın :) Sevginin yeşillendiremeyeceği çöl yoktur!...
Benliğini Arayan Çocuk
Benliğini Arayan ÇocukVirginia M. Axline · Panama Yayınları · 20182,905 okunma
··
801 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.