H. C.: Son olarak merakımı cezbeden şey, felsefe, edebiyat ya da sanat tarihinde, dili olağanüstü kullanan birçok kişinin (Dostoyevski’nin, Hölderlin’in, Nietzsche’nin, Blake’in ya da Kierkegaard’nun) psikolojik rahatsızlıklara sahip olduğunu biliyoruz. Burada nasıl bir bağ aramamız gerekir? Psikolojik rahatsızlıklar, edebiyat, felsefe gibi etkinlikler için bir avantaj sağlıyor olabilir mi?