Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

—Ölüm | Tengricilikte Ölüm Roux’un ifade ettiği gibi Türklerde öldürenlerin kötü ruhlar değil, Gök Tanrı’nın bizzat kendisi olduğunu açıkça ortaya koyan bir dizi belge mevcuttur. Tengri ölümün birinci nedenidir, birinci derecede öldürendir. Bu varlıklar ancak hastalığa veya sapkınlığa sebep olur. Mısırlılara yenilip esir düşen Moğol generali Kiti Boğa da onlara şöyle meydan okumaktadır: “Senin elinden ölürsem bu Tanrı’nın isteğiyle olmuştur.” Marvazi’nin de belirtildiği gibi ve gayet yaygın olarak bilindiği gibi, Ölüm durumunda “Tanrı’nın arzusunu ve iradesini kabul ediyoruz,” ifadesi kullanılmaktadır. Ölüm, bir anda kişiyi dünya ile olan tüm bağlarından koparmaktadır. Bir dünyadan, öteki dünyaya geçiş ve her iki dünyaya da tam olarak ait olunmadığı sanılan ilk ölüm anından itibaren başlayan ve en fazla 40 gün devam eden bu süreç oldukça sancılı bir dönemdir. Birden bire ortaya çıkan büyük bir bilinmezlikle yüzleşmek, ruhlarda bunalım yarattığı gibi beyinlerde de bir sorgulama süreci başlatır. Bu sürecin en sağlıklı biçimde en iyi yöntemle değerlendirilmesi için Ak inançta da bazı uygulamalar vücut bulmuştur. Düzenlenen ayrıntılarla dolu ölüm, törenlerle, kişinin ölümünü kişisel plandan toplumsal hatta evrensel plana, yani mikro kozmikten makro kozmik alana taşır. Gerçekte bir kişinin başına gelen ölüm olayı büyük bir topluluğun gündemine girer ve evrensel bir kanun olarak ölüm, geniş bir çevreden ele alınma imkânı bulur. Olaya yukarıdan, geniş ve genel bir pencereden bakma imkânı, ölen kişilerin yakınlarının acılarını dindirmesine yardımcı olur. Akay Kine bu konu ile ilgili şu bilgileri verir: “Sizde bizim kadim cenaze ritüllerimiz yaşamaktadır. Alevi ritüeli, Mevlevi ritüeli, Türklerin cenaze ritüelidir. Cenazelerde 7 kez dönülür ve ölünün ruhu yer altına götürülür. Yedi kez döner onu yer altına bırakıp, yeraltından geri dönersin. Erkeksiz kadınların döndüğü Alevi semahı, kocası ölen kadınların ritüelidir. O yüzden kadınlar, erkeksiz semah dönmektedirler. Alevi ve Mevlevi müzikleri de ölü müziklerdir. Devamlı bu müziğe maruz kalmak insanı zombi yapar. Boynun bükük kalır. Tengricilikte mezar ziyaretlerinde kişi, bir oyuk açar ve toprağa ölü için toprak, çay vs.. saçar. Ölünün mezarında yedi kere dönersin, sağ elinle sıvı kımız, çay vs.. dökersin. Sıvıları, dışa doğru dökersin elin ayası sana dönük dışa doğru atarsın sıvıyı. Sol elle toprak salarsın, atarsın. Yine elinin tersi ile ve tek sayı ile yaparsın bunları. Ölüyü her anışta bir taş koyarsın. Sen çok anılan kişi isen senin mezarında çok taş olur. Her tarafı örtülü cibinlikli yatak, evlenirken de ölürken de kullanılır. Bu örtüyü açma simgesel bir uygulama içeriyor. Bu örtünün sağ tarafı ve sol tarafı vardır. Kişi öldüğünde sol taraftan örtü açılır ve o örtüden bir kuşak yapılıp bağlanır. Kuşak şükran ve koruma sembolü olarak geçiyor. Dikkat ederseniz Orta Asya’daki erkekler ve kadınlar da kuşakla gezer. Hem sırtı hem göbeği sağlama alır. Onun koruyucu bir özelliği vardır. Örtüden yapılan bu kuşak ölü ile beraber gitmek zorundadır. Yaşarken de öldüğünde de, kadında da erkekte de kuşak olur. Çift evlendiğinde yatacak yer hazırlanır. Pamuktan yapılan iki döşeğin (yatak sert olmasın diye içi pamukla doldurulmuş iki döşek) kadının döşeği alta, erkeğin döşeği de alta konur. Döşeğin yukarı tarafı erkek, alt tarafı kadın olarak geçer. Çünkü toprak kadındır. Buna tüskis derler. Ve bu iki döşek beraber dikilmek zorundadır. Döşekte tamga da keçeden yapılır. Yatak dikilirken erkek tarafının damgası döşeğe işlenir. Nakış olarak yapılıyor. Örneğin benim damgam At’ın ağzına konan ay şeklindeki demirdir. Karı kocadan herhangi biri öldüğünde bu döşek de o ölü ile birlikte gider. Kadın ölünce alt tarafı, erkek öldüğünde yukarı kısmı mezara gider. Mevlevilikte de Alevilikte de ritüeller hep ölü ile yapılan ritüellerdir. Örneğin, Mevlevi ayinlerinde posta sırt dönülmüyor. Bizde de böyledir. Ölüye sırt dönülmez çünkü seni alıkoyar ölü. Ölüye yapılan ritüellerde çift sayı olmaz tek sayı olmalıdır. Kişiler ölünün mezarına gider 7 kere aylanır, dolanır. Alevi törenlerinde tek sayılar dikkat çekicidir. Mevlevi ritüelini çok iyi anladım. Ben bu dervişler hakkında fotoğraflardan ziyade bir şey bilmiyordum. Günnur, bana Mevleviliğin Tanrıcılıkla bağlantısı olduğunu söyleyince ben bunu anladım. Mevlevi ayini öleni öbür dünyaya uğurlama ayinidir. Ölen insana saygı göstererek ona yardımcı oluyorlar. Bu insanı öbür dünyaya götürme törenidir. Güneş’e karşı dönülmesi, müziğin ezgisi cenaze ritüeline uygundur. Eğer ritüelin amacı, göğe yükselme olsa semboller başka olurdu. Her şey bunun bir cenaze töreni olduğunu gösteriyor. Müzikleri, siyah örtü, siyah yer ve hepsi kafaları dahi kapalılar. Onlar siyah elbise ile giriyorlar ve hareketleri hep Güneş’e karşı yapıyorlar. Çünkü yer altına gidiliyor. Ve orada kırmızı bir post var, kırmızı da ölüm ile alakalıdır, ata ruhlarını simgeleyen renktir. Güneş’e karşı dönerek yeraltına inilir; ondan sonra beyaz koyun postu ile bu dünyaya geri dönüyorlar. İlk önce onlar içeri girdiler, beyaza bastılar ve her şeye beyazla başladılar. Ondan sonra Gök’e ve toprağa şükranda bulundular. Ondan sonra kalktılar ve Güneş’e karşı gidip ölene eğildiler. Sonra da döndüler ve öbür dünya onun yüzünü görmesin diye ölene arkalarını döndüler. Ölülerin dünyasına girip ondan sonra Güneş’e karşı dönmeye başladılar. Onlar kendileri de bunun farkında olmadan öbür dünyanın kenarında gezdiler. Öbür dünyanın kenarlarını gördüler. Ondan sonra o tarafa gitmeden bu tarafa geldiler. Bu dünyaya geldiler. Kendi beyaz şeylerini toplamaya başladılar. Burada olanlar kaldı ve onlar beyaz olarak bu dünyaya gitti. Bu dünyaya döndü, ak olanı aldılar. Ölüler için yapılan bu ritüel ölüye saygı ritüelidir. Senin nefsine ve atana olan saygıdır ve bunu büyük ustalık ve sorumlulukla yapmak gerekir. Bunların hepsi tiyatral biçimde gösterilmiş. Ben buraya Türklerin kendi kimliklerini nasıl koruduklarını görmeye geldim. İslam’dan önceki kimliklerini sanat üzerinden hatıralarında nasıl sakladıklarını atalarının bildiklerini hâlâ nasıl koruduklarını görmek için geldim.”
Sayfa 172Kitabı okudu
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.