Tahlilin TahliliYıllar önce Kemalizm üzerine okumalar yaparken radikal selefî grupların da bu konudaki görüşlerini öğrenmek için bir sahafta almıştım. Yazarın Kemalizmi tahlil edecek kadar sosyolojik ilmî düzeyinin spekülatif tartışmasına girmeden şunu söyleyebilirim ki Azzam magazinsel tarih gazetesi için oldukça oldukça cekici bir kitap hazırlamış. Nitekim kitap Kemalizm değil Mustafa Kemal'in özel hayatının dedikodu malzemelerinin hamasetinden tarihsel kırıntılardır. Kitaptaki Ayetlere de selefî tefsir merceğinin zahir ışıntısında bakıp tekfir, fasık edebiyatları da Yaratıcı'yı ne kadar anlamlandırdıklarını ayrı bir dosya konusu kılıyor.
İslamcıların kemalizm tahlili veled-i zina, şarhoş, deccal.. vb kahvehane hamasetinin ne zaman dışına çıkabilmiştir ki.
Yazarın, Mustafa Kemal'in nesebi hakkında oldukça sağlam konuşurken merhum Şeyh Said'in Kürd Ayaklanmasının İngilizlerle bağlantılı olup olmadığı belirsizliğini dile getirişi de magazinsel malûmatının onu basiretsiz kılışından olsa gerek. Halbuki İsmet İnönü'nün hatıratına dâhi baksa idi bu konuda hiçbir delilin olmadığını söyler.
Yine eleştirisinde alternatif hilafet edebiyatının yapılışı da yazarın tarihsel bir İslam'ın mirasının ütopyası ile yaşadığı anlaşılıyor. Ki selefi ekolun bu bedevî mekanizmadan sıyrılışını beklemek de ayrı bir ütopya olsa gerek.
Keşke yazar Mustafa Kemal'in özel hayatından birçok komplo teorisi çıkarma azmi ve samimiyeti kadar Küresel Cihad ekolünün yada İslamcıların da kimler tarafından üretilip ve kimlerin sponsor olduklarını da açıklayıp yazsa idi. Neyse gerçekten Siyasal İslamcılık trajedi-komik bir vakıa..
Kemalizm eleştirisi için sol-birikim camiası her zaman İslamcılardan daha sağlıklı ve ilmî yaklaşmışlardır. Kim istemezdi ki İslamcıların Kemaliz eleştirisini düşünsel bir zeminde yapıp hamaset, sokak ağzı ve magazinsel pornografiye kurban olmamalarını. Çok azı dısında ki onlar da münferid ve münzeviler. Kitlelere önderlik edebilme şansı bulamamışlar Azzam gibi ne hikmetse (!)..