Gönderi
Zalim Prens’i önceden türkçe olarak okumuştum. Çevirisi şimdiki zamanla olduğu için beni rahatsız etmişti. İkinci kitap da çıkamamak için ısrar ettiğinden en iyisi ingilizce okumak dedim ve tekrar ama bu sefer orjinal dilinde okudum.
İlk okuduğumda kitapta olan olaylara oldukça şok olmuştum çünkü zalim prensin bu kadar da zalim olmasını beklemiyordum. Cardan ve arkadaşları gerçekten Jude’un acı çekmesi için ellerinden geleni yaptılar. Ama karşılarına aldıkları kişi hakkında keşke bir kez daha düşünselerdi.
Güçlü kadın karakter okumaya BAYILIYORUM. Jude hiçbir şeye eyvallah demiyor, hiçbir şekilde önüne sunulan seçenekleri kabul etmiyor ve kendi yolunu çiziyor. Yoluna çıkanları da harcamaktan çekinmiyor.
Bu kitapta beni en mutlu eden şey ise insan diye küçümsedikleri kişinin tüm peri dünyasının kaderini değiştirebilmiş olması. Olaylar hiç beklediğimiz şekilde ilerlemiyor ve bu bir okuyucu olarak beni aşırı tatmin etti.
Kitabın tek bir sıkıntısı var başları aşırı yavaş ilerliyor. Olaylara bir giriş, dünyaya alışmak derken cidden asıl olay kitabın bitmesine 150 sayfa kala falan patlak veriyor. Ben bu tarz şeyleri çok sevmem. Tempolu hikayeleri okumak bana daha çok zevk veriyor.
Bu seriye başlamam sebebim fanartlardı. Eğer merak ediyorsanız bir göz atmanızı öneririm çünkü ister istemez içine çekiliyorsunuz kitabın.
Genelde insanlar Jude-Cardan ilişkisini okumak için başlıyorlar ve beklediklerini bulamayınca üzülüyorlar. Önden uyarayım ilk kitapta öyle ahım şahım bir Jude-Cardan ilişkisi yok. Tam bir enemies to lovers ilişkisi okuyacağız sanırım. Merak ediyorum devamını.
·
259 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.