Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

212 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapta, serinin diğer kitaplarının aksine futbolcu ya da altın kadrolar yok; ama sanki bir spor kulübü değil de bir semt hikâyesi var. Mesela ben İzmir’e gitmiş ve gezmiştim ama şimdi bunun beyhude olduğunu anlıyorum çünkü vapur saatini denk getirip de Karşıyaka’ya geçmemiştim. KSK’ye ait hemen her şeyi bulabiliyorsunuz bu kitapta. Mesela basketbol takımının başarılarını... Ancak bir eleştiri getirmek gerekirse bence 1986-87 sezonu ayrıntılı anlatılmalıydı. Sanırım yazarın yaşının da etkisiyle daha çok 2000’li yıllar anlatılmış. Ahmet Talimciler’in Yeni Asır incelemesi ve tespitleri hayli yerindeydi. Bir KSK kitabında tabiri caizse taraftar yaldızlaması yapılmayıp, eleştiriler de getirilmesi önemli bir hamle. Hakan Gülseven yazısında az da olsa girilmiş ama bence KSK Çarşı’dan daha çok hatıra yer almalıydı kitapta. Hatta sırf taraftar grupları için ayrı bir yazı olmalıydı. Bence KSK’yi Türk futbolunda öne çıkaran şey yetiştirdiği futbolcular falan değil, unutulmaz bir 11’i bile yok ama tribün kültürü dediğimiz şey fevkalade… Kitabın önsözüne çok uygun olduğu kanısındayım. Abartılı kahramanlık hikayeleri ( çok kısa bir Gode Cengiz güzellemesi var, o kadar- ) ve ‘biz hep doğruyuz’ söylemi yok; bilakis özeleştiri de var. Sportif yönden sevenlerine hemen hiçbir şey sunamamış bir takım başarısızlığa rağmen nasıl böyle bir tutku ile sahiplenilirin cevabını alıyoruz Kitaptaki yazılardan şöyle bir sonuç çıkardım. Bir Karşıyakalının en çok kızacağı üç şey; Karşıyaka yerine Karşıyaka spor denmesi; İzmir takımları birleşsin akl-ı evvelliği ve Altay, Göztepe, KSK’nin üç İstanbul takımının İzmir versiyonuymuş gibi takdim edilmesi… Efsanevi ‘35,5’ felsefesi derinlemesine anlatılıyor. İlk İzmir’den başlayarak…
Kafsinkaf
KafsinkafYiğit Akın · İletişim Yayınları · 20145 okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.