Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Toprak Pist (Mayıs Ayı hikaye etkinliği-ilk deneme)
Resim no : 3 hizliresim.com/yK11pC Yer - zaman : ait hissettiğiniz yer ve zaman Öylesine güzel şiirler yazarım ki, okumam yazmam olaydı dilimle söylediğim sözcükler ahanda bu kavaklardan birine tutunur oracıkta yuva olurdu.       Bizim buralarda işler gün doğarken başlar, öğlenin sıcağına dek sürer. Güneş tam tepedeyken herkesler uyur, öyle bir uyur ki sanarsın cümle alemin işini bunlar yapmışta evleri kendilerine beşik eylemiş! Öyle sessiz olur buralar o vakit. Bende çok çalışırım emme uyuyunca sanki kısacık ömrümde zamanım boşa gidiyormuş gibi hisseder, sıkılmayı uyumaya tercih ederim.        Haftanın tek günü şehre giden otobüsün arkasından kalan teker izlerini ellerim cepte takip ederek mırıldanmak dışında, sıkılınca soluğu hemen heryer kuru toprak iken kimsenin ilgilenmeyişine inat oracıkta yükseliveren kavak agacının yanında alırım. Sırtımı dayadım mı, tamam o iş!         İste orada oylesine güzel şiirler yazar, öylesine güzelleşirim ki kendime. Kah iyileri düşünür kah kötüleri, kah evlenenleri düşünür kah evde kalmışları ve tabi iki tarafın mutluluk (!) konusmalarını.        Evde kalan yok        Elden giden var        Hangisi iyidir yaşayan anlar.      Bazı zamanlar şiirlerimle konuşur sanki yalnızlıklarından şikayetlerini hisseder, hissedince de hemen şiirimdeki kelimelerden en nazlısı ile en yakışıklısını otlardan temizlediğim toprak pistte cıkarır, onların dans edişlerini seyreder pek keyiflenirim. Bizim oğlan 'biliyorum ben bu işi' der gibi pek cakalı, pek esnek, pek içten, kızımız sanki evden çıkarken kapıyı kapattımmının hesabını güder.        Sonra kıza bir kaç sitem eder, şiirine yollar, oğlana da 'boşver zaten sana göre değildi' der göz kırpar kavak ağacına yuva yapma temennisiyle boşluğa bırakırım.        Gel zaman git zaman sevdim ben bu dans işini. Hem bizim öyle düğünlerdeki cinsten de değil. Öylesine güzel sevdim ki daha bi zarif daha bi naif. Anamdan başka kadın eli değmemiş olan ben bir kadın eli sıcaklığında.        Öylesine bir günün dışında, köyden şehre otobüs gittiği vakit yine teker izlerini takip ederek havaya şiirler söyleme düşüncesi ile giderken bir kaç akranım otobüse atlayıverdi.    - hadi yakışıklı Ismail, sen de gel. Aklındakileri koyda gel.      Rahmetli babamın uzun ceketi ve boyalı iskarpinlerine pek özenle bakar, üstümden çıkartmadığımdandı yakışıklı oluşum. Kara kaşım kara gözüm herkesinki kadar.        -Bindim.        Yolda yine birşeyler ile oyalanırken son inen ben oldum. Kimsecikler kalmamış. Muhtemelen beni çağıranlar kalabalık dolaşıp, şehirli kızların gözünde temelli ipsiz sapsız görünmemek için bir eksik, bir fazla demiş olacaklar ki, yürümeye başladım koca yolda.        ...        Derken dilime dolandı şiirim. Gözüme dolandı pamuk şekeri satan okkalı kız, hüznüme dolandı parmağındaki koca gümüş.        ...        Usulca yaslandım, betonlarin arasından yükselen sokak lambasının samimiyetsizliğine.         Şiir oldum.         Elim ayasıyla hafifçe temizledim otlarını toprak pisttin.         En cakalı kelimem oldum sonrasında.         Gel en nazlı kelimem.         Bıraktığın açık kapılarını aklından çıkarmadan, iki dakika sabreyle şu yakışıklı İsmail'e.          ...         Sonra sen şiirine,         Kendime de bir göz kırpttımmı tamam o iş! doğru içime...        
··
12 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, resimle ilgili içinizden gelenleri bir şiir gibi yazmışsınız. Teşekkürler katkınız için etkinliğe
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.