Gönderi

bir şehre girdiler.. çok temiz, güzel ve sessiz bir şehir. yeşil ve tertemiz sokaklarında in ve cin yoktu. oradaki nur yüzlü bir kişiden memleketin kralını çağırmasını istediler, kral geldi. kralın tek başına gelişine hızır as hayret etti ve sordu: -sen hep böyle sade ve silahsız, askersiz mi gezersin? -evet, ben hep böyleyim. -krallığın tehlikeye girmez mi? -krallık mı? onu çok istiyorsan sana vereyim. millete yalvarıyorum, 'ey ahali, gelin, saltanatımı size vereyim' diyorum. ama kimse sesime kulak vermiyor. -koca şehri dolaştık, kimse ile karşılaşmadık. halk nerede? -hepsi mezarlarında. zülkarneyn as ve etrafındaki askerler hayret ettiler. hızır as sordu: -anlamadım. hepsi mi? -evet. -bu şehirde senden başka yaşayan yok mu? -var. -nerdeler? -mezardalar. -ölülerin dışındaki insanları soruyorum. kral tebessüm etti: -bizim sağlarımız da mezardadır. -ne yapıyorlar mezarda? -Allah'a ibadet ediyorlar. kalplerine dünya sevgisi girmesin diye, biz kendi sağlığımızda mezarlarımızı kazarız. ve her gün mezarlığımıza girer, onu temizler ve orada kendimizi ibadete veririz. bütün şehir halkı şu an mezarlarında olduklarından kimseyi göremiyorsunuz. birazdan dışarıya çıkarlar.. hızır as ibretle onların haline baktı. belki ilk kez fethettikleri bir memleketten ders alıyorlardı..
·1 quotes·
34 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.