“İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?” Enbiya 30
Bu ayet aynı zamanda big-bang patlamasıyla yerin ve uzayın ayrılmasına da uyuyor. Yani insana diyorki bir zamanlar üzerinde yaşadığınız yeryüzü ve uzay tek parça idi. Kuran’ın mucize yönlerinden bir tanesi de bir cümle içinde çok hakikatleri barındırmasıdır,
Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler. Fussilet 11
Daha önceden ilk atmosferimizin duman halinde olduğunu söylemiştik. Sonra fizik ve kimya sabitlerinin etkisi ile Dünya kaçınılmaz hali olan geoit halini almıştır. Yani burada üç harika gerçek var. Birincisi atmosferin ilk halinin duman olduğunun bildirilmesi, ikincisi ise “isteyerek veya istemeyerek” derken fizik sabitlerinin dünyayı ve atmosferi oluşturan gücünü göstermesi ve görevini vermesidir.
Size konu hakkinda düşündüklerimi paylasayim. dinle bilim çelişmez tabii ki, sizin gibi ayet bukuculeri, anlam carpiticilari varolmaya devam ettiği surece, çelişir de sizin gibiler anlamaz bu çelişkiyi kafalariniz. Bakin size birsey söyleyeyim elime benim 3000oncesinden kitap verin ben burdan yüzelli tane gecmiste varolmayan ama bugün var olan şeyin önceden haber verildigini soyleyebilirim ayni sekilde gecmise atif ettigini de soyleyebilirim şöyle ki buna zihin koşullaması denir bu bahsettiginiz şeyler isteyerek istemeyerek atmosferin dunya cevresinde kalmasi vs o kadar zorlama şeyler ki, misir hiyerogliflerinde astronot kiyafetine benzer biseyin resmedilmesi(sebep) ve dolayısıyla yapılan 'dunyayi uzaylılar ziyaret etti' cikarimi(sonucu) bile daha akla yatkin. Dinin bilimle paralel olduğunu dusunmenizin tej sebebi de kafanizin bunu gormek istemesi kendinizi buna kosullayip(2si celismez diye düşünüp) kurani okuyorsunuz ve kendince anlamlar çıkarıyorsunuz. Olan biten basitçe bu.
Ayıcıklı silgisiyle sınava giren bir öğrenci eğer sınavı kazanmışsa diğer sınavlarda da aynı silginin kendisine uğur getireceğine inanabilir;
ya da kazandığı bir sınavdaki olaylar silsilesinin bir sonraki sınavda da olup olmadığını izleyebilir. Örneğin “bir önceki sınavda
ön sırada oturmuştum, öğretmen sınıfa girdiğinde merhaba demişti…” şeklinde düşünebilir, Bazı kalıp yargılar da sebep sonuç İilişkisinin yanlış değerlendirilmesine neden olabilir. “Adil dünya
yargısı” da bunlardan birisidir. İnsanlar bazı kimselerin başlarına
gelen kötü şeyleri hak ettiklerini, böylece adaletin yerini bulduğunu düşünebilir
Ana fikir ; Koşullanma sebep sonuç ilişkisini çarpitiyor
"Kuranla bilim paraleldir mentalitesi ile kuran okumaya başlar kişi
Orn: Sizin buldugunuz gibi 'ister istemez' gibi bi kelimeyi secip herhangi bir fizik yasasinin kesinkes olacagini yazdigini dusunur, iddia eder
Sonra sebep - burda bilimin su konusundan bahsetmis
Sonuç - tanrıyı kanıtlar"
Hayir hic hirseyi kanitlamaz, nasil ki ayıcıkli silgiyle sinava giren biri sirf bunu yapti diye sinavdan iyi not almadiysa, sadom ve gamoreyede sirf allah istedi diye meteor dusmedi, sinavda basarili oldu cocuk cunku sinava girmeden kafasını sinavi gecmek icin yeterli bilgi ile donatmıştı, meteor oraya çarptı çünkü meteoruj yörüngesi bu idi, (bakin 2sebebe dikkat edin 2side sonuçlara sebep olan mantıklı sebeplerdir, sizin yaptığınızı yapmaya kalksam derim ki, atiyorum x e tecavüz edildi, bende sizin atmasyon sebep taktginizi uygulayıp diyorum ki makarna tanrısı onceden yaptigi gunahlari cezalandirmak istedi bu yüzden tecavüze uğradı.. oldu mu? Hayir olmadi iste)