Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

278 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
“Oğuz Atay, hayattan çekildiği halde hayat yolculuğunu ve varlığını sürdüren özel kişilerden biri olma sıfatıyla, anlatılmayanları anlatarak, düşünülmeyenleri düşündürerek hep ışık tutmuştur bana, bize, hepimize.” Demiştir; Oğuz Atay Tiyatro Oyunu ödülüne layık görülen Civan Canova. Ve eklemiştir, “Değerlerimizin giderek azaldığı, varolanlarınsa görmezden gelindiği bir tarih sürecinde, bizleri kendimizle tanıştıran, perdelerimizi bir hayli aralayan bu hayat mühendisine ve edebiyat devine, beni ismiyle onurlandırdığı için şükranlarımı sunuyorum.” . . Civan Canova’yı hepimiz “Çiçek Taksi” dizisinden tanıyoruzdur. Tabi oynadığı pek çok dizi var, ama gönüllere “Çiçek Taksi” deki rolüyle girmiştir bence. Hayata tutunmaya çalışan taksicilerimizin anlatıldığı komik ama ders verici, öğretici niteliği olan bir diziydi(yanlış hatırlamıyorsam ). Eski dizilerin çoğu öyleydi tabi bence. Toplumsal konuları işlerdi birçoğu. “Hatırla Sevgili” gibi.. . . Toplumda, yalnızlaştırılmış kesimden bir oyunla başlamıştır bu kitaba da. Kaybolan ve kendini bulmaya çalıştıkça, hayatın sırlarına gömülen insanların anlatıldığı bir oyundur “Ful Yaprakları”. Bir yandan kardeşine bakan, bir yandan da yaşamını idame ettirmeye çalışan; bunun için de fahişelik yapan, ve bunu sırf kız kardeşi duyunca üzülmesin diye ondan saklayan bir ablayla; annesinin kendisini doğurduktan sonra öldüğü ve hayatına yürüme engelli olarak devam eden bir kardeşin anlatıldığı bir dramatik oyundur.. “Yıldönümü”, “Düğün Şarkısı”, ve “Neon” da, değişik kurgularıyla gerçekten de “ödülü hak etmiş” dedirten cinsten oyunlardır. Bir yazar/oyuncunun tam da sahip olması gerektiği bir bakış açısına sahip bir sanatçı Civan Canova. “İşaret parmağın ufku göstermeli. Ve de herkes o ufka kendi penceresinden bakmalı.” Sözüyle de bunu açık bir şekilde ifade etmiştir bence. Çoğu oyuncular sadece denileni yapar ve kendinden hiçbir şey katmazlar role. Nefes alış verişlerine kadar yönetmenin ağzının içine bakarlar. Buna da oyunculuk derler, ama bana göre “robotlaşma”nın ötesinde bir şey değildir bu. Herkesin hayal gücü farklıdır ve bu nedenle hayal gücünün sınırı yoktur. Bazen bu gücümüzle o kadar çok şey katarız ki rolümüze karakter bambaşka bir hale gelebilir. İstenilenden kat be kat daha güçlü bir karaktere dönüşebilir. Sahne, imkansızlıkların kalktığı özgürlük atmosferidir sanatçıların. Her şey olunabilir orada, her şey. Belki de bu yüzden sahne tozunu yutan bir daha inemiyor sahneden. Sahne sanatlarına ilgi duyan herkese tavsiye ederim bu kitabı. Pandemim sürecinin bitiminde, sahnelerimizin eski özgürlük günlerine kavuşması umuduyla.. Kitapla, sağlıkla ve sanatla kalın.
Ful Yaprakları - Yıldönümü - Düğün Şarkısı - Neon
Ful Yaprakları - Yıldönümü - Düğün Şarkısı - NeonCivan Canova · Cinius Yayınları · 201149 okunma
··1 alıntı·
225 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.