Gönderi

208 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Hiç aynanın karşısına geçip gördüğünüz kişinin kim olduğunu sorguladınız mı? "Bu gördüğüm kişi ben miyim, yoksa olduğumu zannettiğim kişi miyim?" Peki aynada gördüğünüz kişinin kendiniz olmadığını, sadece görüntünüzün size baktığını gördünüz mü hiç? İşte bu son soruya "evet" diyorsanız, siz de kitabımızın kahramanı Vitangelo Moscarda gibi varoluşunuz ve kimliğiniz üzerine sancılar çekiyorsunuz demektir. Bu durumda size bir iyi bir de kötü haberim olacaktır. İyi haber: Belki bu kitap tam aradığınız kitap olabilir... Kötü haber ise, neyse siz anladınız... Okurlar olarak okuma serüvenimiz boyunca birçok kitap elimize geçiyor. Kimini büyük bir keyifle okuyoruz, kimini ise "okumasaydık da olurmuş," diyerek kitaplığımıza yerleştiriyoruz. Bazı kitapları ise elimize aldığımızda ya da okuduktan sonra, diğer bütün kitaplardan çok farklı olduğunu fark ediyoruz. Bu "bazı kitaplar"ın, ya konusu çok değişik oluyor ya da içerisinde var olan ana karakter acayip bazı şeyler yapıyor. Tabii kimi okur farklı kitapları seviyor, kimi okur sevmiyor. Fakat bu değişik "bazı kitaplar," edebiyat tarihi boyunca varlığını bir şekilde sürdürüyor. Bence bu kitap da onlardan biri. Vitangelo Moscarda, bir gün aynanın karşısında yüzüne bakarken karısının "Burnunun hangi tarafa doğru yamuk olduğuna mı bakıyorsun?" demesiyle irkiliyor. Çünkü o güne kadar burnunun yamuk olduğunu, daha doğrusu hafif bir şekilde sağa eğimli olduğunu fark etmemiş. Dünyası başına yıkılıyor tabii. Daha sonra başlıyor düşünmeye. Düşünmek ki, ne düşünmek... Buna düşünmek demek çok yetersiz, düşünmekten deliriyor desek daha doğru olur. Kendisinden başlayarak ismini, babasını, karısını, mesleğini, kısacası tüm yaşamını acımasızca sorgulamaya başlıyor. Var olup olmadığını, kendi varlığı ile insanların ona atfettikleri varlığın aynı kişi olup olmadığını, karısını öpen kişinin kendisi mi yoksa kendi görüntüsündeki bir yabancı mı olduğunu düşünüyor. Daha sonra kendisini biz okurlara karşı haklı çıkarmak için bir takım deneylerin içerisine giriyor. Kitap böylece tahmin edilen sona doğru adeta "freni patlamış kamyon" gibi sürükleniyor. Kitabın felsefesini anlatabilmek için kitabın neredeyse tamamını buraya yazmak gerekir. Zaten yazar kitabın başından beri okurun kendisini alaycı bir gülüşle okuduğunun farkındadır. Zaman zaman okurla iletişime geçerek haklı olduğu konusunda diretir. Yazarın amacı kahramanına deneyler yaptırarak okuru ikna etmek, ikna edemiyorsa da sarsmak ve düşünmeye sevk etmektir. Ayrıca yazarın mizah yönü de kitabı okurken yer yer gülmenize sebep olabilir. Çünkü bazı bölümlerde gerçekten eğlenceli bir dil kullanan yazar, "delice düşüncelerin" eğlenceli yanlarını da görmemizi istemiş... Son değinmek istediğim konu kendimle ilgili: Geçenlerde eşim geceleri horladığımı söyledi. Tabii ki her erkek gibi ben de kabul etmedim. Hatta duyduğumda Dünya'nın en anlamsız cümlesini duyuyormuşum gibi yüzüne baktım ve "Ben horlamam ki," dedim. "Horluyorsun," diye ısrar etse de kabul etmedim. Sonuçta benim bildiğim Semih horlamazdı... Şimdi düşünüyorum da keşke bu kitabı o konuşmamızdan önce okusaydım. Ona derdim ki: "Ben horlamıyorum. Ben olduğumu zannettiğin benim görüntüm horluyordur, yanılıyorsun." Bu cümlemden sonra ne demek istediğimi düşünsün dursun :) Kitabı beğenip beğenmediğim konusunda bir karara varamadım; ama yukarıda da belirttiğim gibi çok farklı kitap. Yarın öbür gün bir kitap sohbetinde konusu mutlaka açılır. Bilmekte her zaman fayda vardır. Keyifli okumalar.
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Zeplin Kitap · 20194,098 okunma
··
446 views
Mustafa A. okurunun profil resmi
İnsan kendisine başkasından dolanarak gelir, diyor Hasan Ali Toptaş. Bizler çoğu zaman sandığımız kişi olmayabiliriz belki de. Başkalarının gözünde binlercesiyiz. Aynada gördüğümüz de olmayabiliriz. Biraz felsefik olacak ama ben şu yorumu yazmadan önceki kişi de değilim.:)Pirandello, galiba okuyanlara bunu hissettiriyor ve sorgulatıyor. Senin 7 puan verdiğin kitapları beğenmediğini biliyorum. Kitap biraz ağır ilerliyor ama ben genel olarak beğenmiştim. Ellerine sağlık, yine temiz bir inceleme olmuş.
1 previous answer
Semih Doğan okurunun profil resmi
Kesinlikle haklısın hocam; ama bu konulara kafanı fazla takmamanı öneririm. Fazlası zararlı sonuçlar doğurabilir biliyorsun :) Benim 7/10 verdiğim kitapları çok da beğenmediğim doğru. Az çok çözmüşüz birbirimizi. Mesela sen de 7/10 vermişsin; ama senin kriterlerine göre daha çok beğendiğin ortada :) Teşekkürler Mustafa Hocam.
2 next answer
AkilliBidik okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme, teşekkürler bu ilginç kitabı bize tanıttığınız için... İlgimi çekti, okumakla okumamak arasında kararsız kaldım; ama neme lazım diyerek ekledim listeme.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. Umarım okuduğunuzda beğenirsiniz :)
les fleurs du mal okurunun profil resmi
Semih Bey, Dostoyevski'nin Öteki ve Robert L. Stevenson'ın Mr. Hyde and Dr. Jeckyll romanları da kişilik bölünmesini konu alıyor. Okumadıysanız ve konuya ilgi duyuyorsanız bu kitaplara da göz atabilirsiniz. :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
İkisini de okudum Taluy Bey. Benzer yanları var kesinlikle; ama bu kitap onlardan ayrıca felsefe yönü daha ağır. Hatta bence baştan sonra bir felsefe işleniyor. 3 kitabı da fazlasıyla benimsediğimi söyleyemem; ama okunmaları gerekir diye düşünüyorum.
1 next answer
Gizem okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, hemen okumak istedim.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
Kaan okurunun profil resmi
Güzel inceleme olmuş, emeğine sağlık Semih :) Kitap tam seveceğim bir tarz, direkt listeye aldım.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kaan. Umarım okuduğunda da beğenirsin :)
K. okurunun profil resmi
Kitabı 50 sayfa civarı daha az yazsa, tekrarlara düşmezdi. Çoğu okurun takıldığı konu bu, bir yerden sonra aynı şeylerin sıkması. Okuduğum dönemde belki ilk kez böyle bir konuyla karşılaşmanın da etkisiyle çok beğenmiştim. Elbette kitabı okurken sizden farklı bir okuma tercihim olduğunu da göz ardı etmemeliyiz. Genel olarak tek bir kitabı okuyamıyorum. Sıkılıyorum. Aynı anda 3-4 kitapla daha rahat okunabilir bir ilerleyişi var. Sonrasında Jung'ın kişilik kuramı ile ilgili de bir şeyler gözüme çarpmıştı. Salt psikoloji ile ilgili bir şeyler okuyamayanlar için, bir roman eşliğinde bir şeyler öğrenmek de, bilgi edinme açısından bir yöntem diyebiliriz. Yine de hakkı yenmeyecek tuhaf bir kitap olduğu belli. Aynı konunun daha renkli işlendiği bir kitaba denk gelmek isterdim. Okuyup sıkılmanıza gülmekle birlikte, kendinizin eşiniz, komşunuz, iş arkadaşlarınız, normal arkadaşlarınız, anne-babanız ve daha nicesi gözünde farklı bir izlenime sahip olduğunu görmeniz bu kitaptan alınacak yegane hisseydi. Bu yüzden sanıyorum ki kayıp değildir. :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Kesinlikle kayıp değildir ve kesinlikle konunun daha eğlenceli işlendiği bir kitap okumak hepimiz için daha iyi olacaktır. Bu tespitler zaten kitabın okunması gerektiğini söylüyor bize :)
Osman Y. okurunun profil resmi
Biz bu kitabı konuşmuştuk , sene geçen sene :) Tabi sen yoktun yine , Semih'lerden bir Semih olarak kimbilir neredeydin , hangi inceleme hayatın yerini tutabilirdi , güzel günlerde görüşmek dileğiyle hemşehrim :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
O gün aslında sen de yoktun Osman :) Görüşmek üzere :)
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.