Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Uzun zamandır 'bu tarz kitaplar okumamalıyım' diye direndiğim bir roman türü: insana kalabalıkların içindeki yalnızlığını hissettiren, hayattaki alışılmışlıkları sorgulatan, farklı olduğunu düşündüren ve farklı olanı aratan... Kısaca insanı toplumdan soyutlayarak kendi içine döndüren yazılar... E bu kötü bir şey mi? Aslında değil tabiki. Hayatı farkına vararak yaşamak güzel. Ama işte her bünye bunun altından kalkamayabilir. Hayatı zorlaştırıyor bir bakıma. Oysa herkes gibi olmak ne kolay! "Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!" S. 52 "Üç oda, bir mutfak, iki çocuk düşü ile başlayan mutluluk oyunlarını görmezden gelememek." ise ne zor! "İnsanları ciddiye almadan, onlara kızmadan, saçmalıklarına için için gülmeyi öğrenememek." Hayatı ciddiye alarak, detayları görerek yaşamak zor evet. Ama zor elde edilen daha kıymetlidir. 'Toplum seni yargılasa da dışlasa da doğru olduğunu düşündüğün şeyden vazgeçme! Bir de gerçek sevgiyi aramaktan vazgeçme!' diyor yazarımız. Ben sevdim. Yalnızlığınızla barışıksanız okuyun bence. (Bu arada kitabın dili çok akıcı. Bir çırpıda okunur ama durup durup okumayı tercih ettim ben. Öyle daha kalıcı okuma oluyor gibi geliyor bana.)
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201919 okunma
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.