Gönderi

Toplumsal Cinsiyet
Kadınlar ve erkekler hakkındaki kültürel gerçeklikler ve inançlar mevcut eşitsizliklerde, reklamlarda, sohbetlerde, zihinlerde, beklentilerde ya da başkalarının davranışlarında temsil edilen ya da çevre tarafından zihinlerimize uyarlanan benlik algımızı, ilgilerimizi ve davranışlarımızı değiştirir. Sosyal psikolojik açıdan bireyin bilişsel, duygusal ve davranışsal yapısı güdümlü biçimde oluşturulur. Geleneksel açıdan birçok kültür, kadınların duygularını göstermesini bekler. Ancak, erkeklerin duygularını ifade etmesini, güçsüzlük işareti gibi algıladıkları için tasvip etmezler. Bu bağlamda, "erkekler çok gülmez", "erkekler ağlamaz" vb. söylemler erkeklerin duygularına ket vurmalarının sosyal inşa sloganlarıdır. Kadınların "erkeksi" nitelikleri benimsemesi, böyle özellikler göstermesi, belirli sınırlar içinde hoş görülebilir: "Erkek gibi kadın!" bir övgüdür. Kadının cinsiyetinden beklenmeyecek bir cesaret ya da mertlik gösterdiğini ifade etmiş oluruz bunu söyleyerek. Oysa bir erkeğe "kadın gibi" demek, yapılabilecek en büyük hakaretlerden biridir. Dolayısıyla, erkek ve kadınlar toplum tarafından kendilerine biçilen rolleri oynarlar.
Sayfa 157 - Doğu Batı Yayınları - 1. Baskı (Şubat - 2013)Kitabı okudu
··
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.