Gönderi

... Sonra birden "Hey kalkın baylar, yattığınız yerden! Ah, faydasız! O zaman güneşe kızmalı, seni lanet güneş! Neden daha önce yapdırmadın şu yağmuru? Ey, seni kokuşmuş pis ağaç! Neden bu günü, bu saati bekledin meyve vermek için? Hey, siz akbabalar! Yemeyin artık o cesetleri, belki birazdan canlanacaklar. " Gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyor, çıldırmış gibi bağırıyordu. Bir yandan da ellerinden toprağa süzülen kanı izliyordu... " Gördün mü, ne güneş takıyor beni ne de ağaç! Onlar takmadığı gibi cesetlerde doğrulmuyor yattıkları yerden..." artık yere kapanmış, dizini kanatan küçük bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu. (merhametin doğurduğu cinayetler bölümünden)
··
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.