Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Arada farklı tatlar almak gerekir diye düşünüp, hazır kampanyadayken (D&R da 9.90 tl) Kafes ile Trendeki Kızı alayım dedim. İkisi hakkında da çok olumlu yorumlar okumuştum. İyi ki de almışım. Daha önce korku-gerilim olarak sadece Stephen King'in Göz ve Sis adlı kitaplarını okumuştum. Tabi korkunun ustasından kitap okuyup gerilmemek imkansız. Şimdi onun haricinde bu tür bir kitap, özellikle yazarın ilk kitabını, okuyunca gerçekten çok beğendim ve etkilendim. Bilmiyorum belki de çok fazla bu türde okumadığım içindir bu kadar çok sevmiş olmam. Konu farklı, bilinmedik. En azından benim için. Kitabın her sayfasında kendimi gözlerimi kapatmak zorunda kaldığım bir dünya içerisinde düşünmek zorunda kaldım ve bununla beraber okuduklarım beni epey ürküttü, gerdi. Kitap amacına uygun ilerliyordu. Dışarıda onları gören insanların delirip intihar etmesine sebep olan bir 'şeyler' vardı. Malorie de hikayemizin ortasındaki tek başına kalmış hamile bir genç bayan. Buna ilave olarak yazarın hem şimdiyi hem geçmişi çok güzel bir sırayla hiç kafa karıştırmadan anlatmış olması çok iyiydi. Malorie'nin şimdi ve geçmişini okuduğum zaman iki zaman arasındaki değişimi çok net bir şekilde görülüyordu. Bu çok çok iyi bir şey. O kadar faciayı atlattıktan sonra bir insanın, özellikle iki çocuklu yapayalnız kalmış bir insanın, hayatına normal devam etmesi imkansızdı ve bu psikolojiyi şimdiki zamanda net bir şekilde görüyorduk. Malorie bir savaş veriyordu ve doğumdan önceki gibi sakinliğini bu kadar kolay koruyamayacağını biliyordu. Burada biraz spoiler geçeceğim. Ciddi anlamda en çok gerildiğim bölümlerden ilki Felix'in kuyudan su çekmeye gitmesiydi. O nasıl bir tasvirdir. Sanki kuyuya gözü bağlı bir şekilde Felix değil de ben gidiyordum. Kuyudan ses geldiğini anladığında kovaya elini sokması, geri dönerken omuzuna birinin dokunduğunu hissetmesi ardı ardına bende bir şok bir korkuya neden oldu. Tabi bunda gecenin bir saati herkes uyurken ve evde çıt çıkmazken benim bu romanı okumamın da büyük bir etkisi var :) Işığı kapatıp yattığımda kulaklarım tilki gibi açık her sesi dinlemeye başladım :) Spoiler sonu. Acaba şimdi ne olacak dedirterek bir çırpı da kendini okutan bir kitap olmuş. Fazla uzatılmadan, abartılmadan tadında bırakılmış. Yinede insan yaratıkların neye benzediğini nerden geldiğini merak etmeden duramıyor :) işin güzelliği de ürkütücülüğü de burada zaten. Kitabı bitirdiğimde biraz hayal kırıklığı yaşadım önce. Devam etmeliydi diye düşündüm. Sonra böyle daha iyi olacağına karar verdim. Tıpkı Romeo ve Juliet gibi. Bazı kitapların kaderini de sonarı belirler. Okuduktan sonra pişman olmayacağınız bir kitap. 10 üzerinden 8 :)
Kafes
KafesJosh Malerman · İthaki Yayınları · 201812,9bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.