Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

705 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Tarihin En Büyük Kitapları
İnceleme videosu için: youtube.com/watch?v=tJ3D5oL... Spoiler içerebilir! Fyodor Dostoyevski bir isyancı, dünyadan nefret eden, maraz, herkese ve her şeye karşı şüpheci, uslanmak bilmeyen bir kumarbazdı ama pek az rastlanan bir edebiyat dâhisi olduğu da inkâr edilemez. Geçen yıl bu kitaptan alıntı sözle başlamıştım onun hayatını anlatmaya. Ayyaş, bağnaz, cimri ve huysuz bir doktorun oğlu olarak dünyaya gelmişti büyük yazar. Hizmetçi ve kölelerine kötü davranan bu adam yine bu insanlar tarafından öldürülene kadar Dostoyevski babasına karşı sevgi beslemez hatta onun ölmesini arzulardı ama öldüğünde bu durum onu çok üzmüştü. Yaşamının her evresini sefaletle geçiren yazarın kumar sorunu vardı ve biriken borcunu kapatmak kolay olmuyordu. Bu borçları kapatmak için kitap yazmak zorunda kalıyordu. Toplumsal olaylar konusunda sessiz kalmak istemez reform isteyen halkın yanında olmayı tercih ederdi. Bunun üzerine Rusya’nın Avrupa ülkelerine nazaran hiç gelişmediğini düşünen bir grup aydın yeni bir reform hareketi başlatmak istedi ve bu gruba Fyodor Dostoyevski’de katıldı. Fakat Rus Çarı 1.Nikoloy bu duruma sessiz kalmadı ve kendisine karşı yürütülen bu propaganda hareketini engellemek için aydın grubunu tutuklattı. 1849 yılında tutuklanan yazar ve diğer aydınlar 8 aylık süreçte sorguya çekildi ve sonuç olarak haklarında idam kararı çıkarıldı. Dostoyevski son dakika kurtulmuştu idamdan ve Suç ve Ceza kitabında hissettiklerini Raskolnikov’un gözünden şöyle açıklıyordu. Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse; o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir… -- Suç ve Ceza kitabı ilk olarak 1866 yılında tefrika halinde yayınlanmaya başlamış ve 1867 yılında bir araya getirilmiştir. Kitap Rodian Romanoviç Raskolnikov adındaki eski hukuk öğrencisinin işlediği cinayetin öncesini ve sonrasını ele almaktadır. Petersburgh’ta - bakıldığında bir mezarı andıran küçük bir odada yaşayan Raskolnikov parasız, sefil, hasta fakat son derece yakışıklı ve ortalamanın üzerinde akıllı bir insan olarak tasvir edilmiştir. Kitabın içerisindeki her bir karakterin önemi ve özelliği büyüktür. Öyle ki daha kitabın ilk bölümündeki sarhoş baba Marmeledov ile tanışma bölümü ne kadar büyük bir eser okuyacağınızı size hissettirir. Sarhoş adam Raskolnikova hasta eşi Katerina İvanovna ve aileyi ayakta tutmak için fuhuş yapmak zorunda kalan kızı Sonya’yı anlatır. Bu konuşmayla birlikte Dostoyevski ile özdeşleşen “Aşağılık insanoğlu her şeye alışır” alıntısının baş mimarı yine bu sarhoş adamdır. Toplum içinde kendisini yalnız hisseden Raskolnikov yine bu toplum için kendi özündeki iyilik yapma arzusunu bir suçla harmanlar. Bu suç insanların değerli eşyaları üzerinde tefecilik yapan yaşlı bir kadın Alyona Ivanovna’nın öldürülmesiyle olacaktır, böylece rehin aldığı eşyaların sahipleri feraha erecektir. Bir gün elindeki eşyayla birlikte kadının kapısına dayanır ve kadını kandırıp içeri girdikten sonra baltayla kadını öldürür. Fakat bu iş burada bitmez, biraz sonra kadının üvey kız kardeşi Lizaveta olay yerine gelir ve Raskolnikov geride olaya şahit bırakmamak adına bu kadını da öldürmek zorunda kalır. Raskolnikov insanların manevi eşyalarını istismar eden Alyona’yı öldürmenin toplum içinde kendisini yükselteceğini ve insanlara fayda sağlayacağını düşünmesi birçok okura göre egoizm ve faydacılık etiğinden kaynaklanmaktaydı. Günümüzde hayvanlara ya da ormanlara büyük zararlar veren kişi veya kurumlara karşı duyduğumuz nefret ve bu nefretin içimize sinsi bir yılan gibi kanalize ettiği öldürme hevesi de bununla benzerlik göstermektedir. Böylelikle toplum tarafından övünülecek bir iş başarmış olacaktı. Fakat yasalar toplumlar için vardı bu yüzden Raskolnikov kendisini yasalardan üstün bir birey olarak görmüştü, böylece işlediği cinayetteki düşünceleri çelişki gösteriyordu. Raskolnikov suç ile bağ kurmuştu ama sonuçları hakkında hiçbir fikri yoktu. Cinayet gerçekleştikten bir süre sonra ateşli hastalığa yakalanması ve çeşitli ruhsal bunalımlara girmesi bu durumun daha ilk adımlarıydı. Peki Raskolnikov neden kendisini diğer insanlar üstün gördü? Bunun birçok cevabı olabilir ama kitapta açık olan bir şey var o da maddi güvensizlik içindeki bir adamın psikolojik durumu. Annesi ve kardeşinin elinde avucunda ne varsa ona göndermesi ise tuzu biberidir. Böyle bir durumda bir insan neden kendisini cinayet işleyecek kadar alçaltır? Cevap Raskolnikov’un egosunda gizliydi. -- Dostoyevski idam cezasının affından sonra 4 yıl kürek mahkûmu olarak çalıştırıldı ve kutsal kitap haricinde herhangi bir kitaba erişemiyordu. Birçok okuyucunun dediği gibi Suç ve Ceza kavramları üzerinde bu mahkûmiyetin önemi büyüktü. Bu sebeple romandaki Raskolnikov suç işleyen birey olarak karşımızda dursa da bu doğuştan gelen bir içgüdü müydü yoksa gerçekten egosunu beslemek isteyen idealist bir gencin sonradan kafasında kurduğu bir takıntı mıydı bilmiyoruz. Cinayeti soğukkanlılıkla işlemişti ama sonrasında yaşadığı hastalıklı ruh halinden dolayı kendisine sempati beslemek daha kolay oluyordu. Neyse ki kendisini günlerce süren hastalık halinden kaldığı yerde çalışan Nastasya ve yakın dostu Razumihin sayesinde kurtaran Raskolnikov bundan sonraki aşamada itiraf ve sessizlik arasında gidip gelmeye başlayacak ilk itirafını da Marmeledov’un kızı Sonya’ya yapacaktı. Bunun sebebi ise ikisinin birbirine benzer yanları olması ve aralarındaki güçlü sevgi bağıydı. Sonya ailesine destek olmak için oldukça büyük bir fedakârlık yapıyordu. Alçakgönüllü, masum, merhametli ve utangaç bir insan olması ise Raskolnikov’la olan benzerlikleriydi. Doğru yolu bulmak ancak Sonya’dan geçiyordu. Çünkü bu kadın itirafı duyduktan sonra merhametinden bir şey kaybetmeyecek ve Raskolnikov’un içindeki iyi insan profilini görmeye devam edecekti. -- Kitaptaki karakterlerin her birinin iç sesine ulaşmak mümkündür. Dostoyevski’nin yarattığı bu karakterlerin her biri dönemin Rusya’sında birer semboldür. Kitaptan ağabeyine bahsettiğinde şöyle yazmıştı; “olaylar günümüzde geçiyor, yani şimdi içinde bulunduğumuz şu yıl içinde” diyerek açıklamıştır. Amacı bir romandan daha fazlasıydı ve dünya edebiyatı tarihinde yazılmış en iyi kitapların başında yer alıyor oluşu Dostoyevski’nin amacına ulaştığını göstermektedir. -- Olağanüstü bir insan mı yoksa sıradan bir insan mıydı Raskolnikov. Çünkü ona göre bu yaptığı olağanüstüydü ama içinde onu kemiren bazı duygular bu cinayette bazı yanlışlar olduğunu gösteriyordu. Bu şey suçluluk değildi, sanırım ahlaken günah oluşuydu. Çünkü o hiç hak etmeyen birini de öldürmek zorunda kalmış, içindeki o olağanüstü adama ihanet etmişti. Toplum için bir şeyler yapma hevesi öyle alelade gelişmemişti belki de. Rus Edebiyatının bir diğer önemli kitabı Oblomov’da başkahramanımız Oblomov bir rüya görmüştü ve çocukluğu hakkında fikrimiz olmuştu. Aynı durum Raskolnikov için de geçerli olabilir mi? Çünkü o da bir düş görmüştü ve düşünde yedi yaşındaydı. Babasıyla birlikte kötü bir olaya şahitlik etmişlerdi. Bir grup sarhoş mujiğin çelimsiz bir ata yaptığı eziyetti bu. Sarhoş adamları arabaya bindirmeye çalışan genç bir mujik bu adamları eve götürmek ister ama arabaya bağlı olan beygir o kadar güçsüzdü ki tek bir kişiyi bile çekmesi mucize sayılırdı. Fakat genç mujik atın herkesi götüreceğine inanıyordu. At hareket edemeyince onu yüzünden ve gözünden kırbaçlayarak götürmeye çalışıyor ama at kendinde zerre kımıldayacak gücü bulamıyordu. Mujik daha da sinirleniyor ve ata daha çok vurmaya başlıyor, hatta etrafındaki diğer insanlardan da vurmaları için destek bekliyordu. Raskolnikov da böylesi sahneye dayanmakta güçlük çekiyordu. Mujikler atı öldürene kadar kırbaçlamaya devam etmişti ve kalabalığı yararak koşan Raskolnikov ata sarılmıştı. Süremeyeceği yük yüzünden işkence gören köylü beygirinin gördüğü işkence Raskolnikov için büyük bir anlam ifade ediyor olmalıydı. Çünkü bu attan Petersburg’ta insan haliyle binlercesi yaşıyordu. ** Suç ve Ceza kitabına sıradan bir roman gözüyle bakmak imkânsızdır. İçerisinde sorgulanan adalet kavramı basit bir cinayet olayından ibaret değildir. Bu kitabı herhangi bir başlık altında değerlendiremiyoruz çünkü içinde polisiye barındırdığı kadar gerilim, psikoloji barındırdığı kadar felsefe de bulabilirsiniz. Bu kitap evrensel değerlerin ortak paydasında buluşur. Hangi ırktan veya hangi milletten olursanız olun, içerisindeki insanlara sadece Rus gözüyle bakamazsınız, onlar bugün bizimle yaşayan insanlar. Tarihteki en önemli psikolojik tahlillerin olduğu düşünülen bu kitap suç kavramının toplum nezdindeki portresini, kişinin kendi içindeki ilkelerine karşı ihanetini ve vicdan muhasebesi yapan Raskolnikov’un olağanüstü insan olmak isterken aslında hiçte öyle olmadığını gördüğü dünya edebiyatının tarifi mümkün olmayan eşsiz eseridir. Bu kitabı okumayan kitapsever her daim eksik kalacaktır.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,2bin okunma
··
697 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.