"Bunlar çürüyen et, dökülen diş gibidirler . . . "
"Evet!" diyordu kendi kendine.
"Dünya kurudu . . . "
Yine "Evet!" diye bağırıyordu Derda.
"Bu sokakta da bir iki küçük mezarlık olsaydı, her gün işimize giderken ölülerle selamlaşsaydık . . . "
Gülüyordu. Oğuz Atay'la arasında var olduğuna inandığı görünmez bağ görünmeye başlıyordu.
"Neden yazdıklarımı anlamıyorlar, neden çevrede kimse yok . . . "
Yine sinirleniyordu. "Ben de anlamıyorum ama bak yanındayım"