Gönderi

Ne-re’den geldiysek, yine O-ra ’ya gidiyoruz! . Bu söz, insanda; başlangıç noktası, güzergâhı, konaklama yerleri ve varış noktasıyla bir yolculuk intibaı uyandırıyor ve itiraf etmelidir ki kalpte bir inşirah hissi peyda ediyor. Yine bu söz, insana, işittiğinde, belli-belirsiz de olsa, tuhaf bir ferahlık hissi yaşatıyor bir ferahlık hissi ki kend’olma çabasına içkin şu acıtan belirsizliği insanın içinden bir süreliğine de olsa süpürüp atıyor. Zira bir yolculuk düşüncesi (bu, düşünsel bir yolculuktan ibaret bile olsa) kend’oluş mâ-cera’sına mânâ veriyor. Ama Nietzsche’vari Hiçten gelip hiçe gidiyoruz ifadesindeyse böyle bir şey zinhar hissolunmuyor. Hiçten hiçe bir yolculuk! İlk duyuşta ortalığı beyhudelik hissiyle sarmalanmış, belirsiz ve tuhaf bir sessizlik kaplıyor sanki. İnsan, kendini, kasvetli mi kasvetli bir gökkubbenin altında yerin ıssız ve çıplak yüzünde yapayalnız, şaşkın ve naçar bir şekilde buluyor. H -iç’in bir içi, nihilizmin bir dibi var m’ola ki diye merak ediyor. .
·
14 views
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Meselâ aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi olan kuvve-i hayaliyeye denilse ki: "Sana bir milyon sene ömür ile saltanat-ı dünya verilecek, fakat âhirde mutlaka hiç olacaksın." Tevehhüm aldatmamak, nefis karışmamak şartıyla "oh" yerine "âh" diyecek ve teessüf edecek. Demek en büyük fâni, en küçük bir âlet ve cihazat-ı insaniyeyi doyuramıyor. İşte bu istidaddandır ki, insanın ebede uzanmış emelleri ve kâinatı ihata etmiş efkârları ve ebedî saadetlerinin enva'ına yayılmış arzuları gösterir ki; bu insan ebed için halkedilmiş ve ebede gidecektir. Bu dünya ona bir misafirhanedir ve âhiretine bir intizar salonudur. Sözler - 88
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.