Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Gönderi
#okudumbitti
#L. N. TOLSTOY
#Savaşvebarış
#1cilt887sayfa
#ikincicilt889sayfa
#çeviri. TansuAkgün
Selam kitap canlar. Uzun bir maratonuna ardından merhaba. Mayıs ayı başında başladığım ve ortak okuma yaparak Nihal canla okuduğum muhteşem bir eser oldu savaş ve barış. Nasıl yorumlanır, nasıl hakkı verilir bu eserin bilemiyorum.
Öncelikle bu eseri henüz okumayan ve okuma niyeti olanlara şunu söylemek istiyorum mutlaka yanınızda bir defter ve bir kalem bulundurun. O kadar çok isim var ki kitapta kafa karışıklığı olmasın diye bir soyağacı çıkarmanız şart. Gerçi ne kadar çıkarırsanız çıkarın savaş meydanında yan karakterler her zaman dahil olacak ama ana karakterler oturunca çokta sorun olmuyor bu.
İkinci olarak dip not konusu var ki, kitap bittiğinde normal boyutta puntolarla yazılsa yeminle bir 200_300 sayfalık kitap çıkar ama onlarda kitabın bütünlüğünü sağlıyor sonuçta. Mektupları okurken büyüteç kullanın
Ya o kadar çok not almışım ki hangisini paylaşıcam ben ya en iyisi alıntılarla yorumlayayım
"Hükümdarın tek ve mutlak hedefinin başlıca amacı, Avrupa'da barışı sağlam temeller üzerine oturtmaktır, bu yüzden bugün ordunun bir bölümünü sınır ötesine gönderme ve bu emeline ulaşabilmek için yeni adımlar atma kararını almıştır" sayfa 102 amanda ne kadar tanıdık sözler ortadoğuya'da barış için gidilmişti değil mi? Dünden bugüne değişen pekte bişey yok
"İnsanları bize yaptıkları iyilikler kadar değil, bizim onlara yaptığımız iyilikler kadar severiz"sayfa 164 ilginç ama tartışmaya çok açık bir söz
"An gelecek ve ben bu güneşi, bu suları, bu geçidi bir daha hiç göremeyeceğim"sayfa 226
"Ölüm korkusu ve sedyeler, güneş ve hayat sevgisi.. Bunların hepsini birbirine karıştırıp acı verici, rahatsız edici bir duyguya dönüşmüştü" sayfa 226.. Savaşın soğuk yüzü ve bu daha başlangıç
"aynı korkunç bilinmezlik ve korku çizgisi, diriler ölülerden ayıran bir çizgi gibi aralarında uzanıyor, onları birbirlerinden ayırıyordu. Herkes bu çizgiyi hissediyor ve bu çizgiyi geçip geçmeyecekleri sorusu hepsini endişelendiriyordu" sayfa 283. Desinov cevap versin mi " tanvı yabdımvımız olsun çocuklav, tıvıs adınla la mavş"
"Kim bunlar? Neden koşuyorlar? Yoksa benim için mi? Beni öldürmek için mi? Herkesin sevdiği beni? Aklına annesinin, arkadaşlarının onu ne kadar sevdiği geldi, ona göre düşmanları onu öldürme niyetinde olmazlardı" sayfa 285. Savaşın anlamsızlığı
"tanıdıklarının hepsi genç varise karşı aynı derecede iyi ve sevgi dolu yaklaşıyorlar, hepsi Piyer'in çok değerli bir insan olduğuna açıkça ve kesinlikle inanmıştı" sayfa 304. Çok afedersiniz piçlikten kontluğa ışık hızında bir geçiş
"Kim haklı, kim suçlu? Hiç kimse. Yaşıyorsan yaşamana bak. Yarın öleceksin, benim bir saat önce ölmüş olabileceğim gibi. Ve insan yaşamı sonsuzlukta karşılaştırıldığında sadece bir an olduğuna göre onu da zehir etmeye değer mi? Sayfa 475.. Kesinlikle değmezzzzzz
"Kötü ne? İyi ne? Neyi sevmek, neden nefret etmek gerekiyor? Ne uğruna yaşanmalı ve ben neyim? Yaşam ne, ölüm ne? Hangi güç herşey hükmediyor? Bütün bu sorulara verilecek tek bir cevap vardı ve o da hiç mantıklı değildi." öleceksin ve herşey bitecek" sayfa518 piyer'in iç hesaplaşması
"Biz hem kurtların doymasını, hem de koyunların sağ kalmasını istiyoruz" sayfa 641..ne mümkün ama
Birinci cilt için bu kadar yeter sanırım ha birde bu ciltte bir av anlatımı var ki off ki offf isim karmaşası avda hat safaya çıkıyor çünkü av köpeklerinin bir isimleri var demeyin gitsin rugay_rugayuşka, milka_miluşka, yerza_yerzinko bunlar av köpeklerinin adları ve kusaltılmışları. Hadi bu kıyağımıda unutmayın geçelim ikinci cilde
"İnsani duygularını ve akıllarını bir kenara bırakmış milyonlarca insanın Batı'dan Doğu'ya gitmesi ve kendileri gibi insanları öldürmeleri gerekiyordu, tıpkı birkaç yüzyıl önce Doğu'dan Batı'ya giderek kendileri gibi insanları öldüren insan yığınları gibi" sayfa 5.. Acı gerçek
"İnsan bilinçli olarak kendisi için yaşar ama tarihsel, evrensel hedeflere ulaşılması için bilinçsiz bir alet olarak hizmet eder" sayfa 6.. Varmı itirazı olan
"Ama savaşta başarılı olmak onlara değil saflardaki adamın 'Mahvolduk!' diye mi yoksa 'Hurra!' diye mi bağırdığında bağlıdır" sayfa 62.. İlk başta bu söz saçma gelebilir ama kitabı okuduğunuzda yerli yerine oturacaktır
"Prensen Marya savaş hakkında, kadınlar savaş hakkında ne düşünüyorsa onu düşünüyordu" sayfa124. Ehemm Ehemm keşke dünyayı kadınlar yönetse hiç savaş olmazdı demek isterdim ama tarih bana hemen oradan yapıştırır cevabı
"evet ama küçük bir farkla, satrançta her hamlenin istediğin kadar düşünebilirsin, zaman sınırı yoktur, bir başka fark da at her zaman piyonlardan güçlüdür ve iki piyon her zaman tek piyondan güçlüdür, ama savaşta bir tabur bazen bir tümenden güçlüdür, bazen de bir bölükten zayıftır. Askerlerin göreceli kuvvetini hiç kimse hiç bir zaman bilemez "sayfa248. Haklı
" yılın hep aynı döneminde hasat yaptıkları o tarlalarda ve çayırlarda, farklı üniformalı on binlerce insan cesedi, farklı pozisyonlarda yatıyordu. Sıhhiye çadırlarının yanında bir desyatşnalık bir alanda otlar ve toprak kandan sırılsıklam olmuştu" sayfa 312
"O sırada Moskova boştu. İçinde hala insanlar vardı, sakinlerinin beşte biri hala oradaydı ama şehir boştu. Kraliçesi olmayan, ölmekte olan bir arı kovanı gibi boştu" sayfa 394..
"Suçlarının izlerini örtmeye çalışan suçlular olduklarını biliyorlardı sanki" sayfa 528.. İkinci cilt 520 - 530 arası fena
"Ordu, ölmekte olduğunu hisseden ve ne yapacağını bilmeyen yaralı bir hayvana benziyordu" sayfa 587.. Benzetmeleri muhteşem güzel.
"Acının olmaması, ihtiyaçların karşılanması, yapacağı işi yani hayat tarzını seçme özgürlüğü artık Piyer'e, insanın en büyük mutluluğu gibi geliyordu. Piyer yemek yemek istediği zaman yemenin, birşey içmek istediği zaman içmenin, uyumak istediği zaman uyumanın, üşüdüğü zaman ısınmanın, konuşmak ve insan sesi duymak istediği zaman konuşmanın keyfiniilk defa burada tam olarak tadıyordu"sayfa 594..ne çok şeyin kıymetini bilmiyoruz dedirten satırlar değil mi ya
Yani şimdi buraya 660 ve 661inci sayfalardan alıntı koyacaktır ama iki sayfayı sanırım tamamen yazmam gerekecek. En iyisi siz kitabı okuyun
"Sadeliğin, iyiliğin ve doğruluğun olmadığı yerde yücelikte yoktur" sayfa 676.
"Alıştığımız yolun dışına çıktığımız zaman her şeyimizi kaybettiğimizi düşünürüz, ama yeni ve iyi bir şey ancak o zaman başlayabilir" sayfa746 Piyer'den inciler. Kitabı okuduğunuzda bu cümle öyle anlamlacak ki
"amaç uygarlalma yolunda ilerlemeye uygarlığın yayılması için insanları ve onların mallarını mülklerini yok etmekten daha uygun yollar olduğunu tahmin etmek zor değildi" sayfa765. Ama bu işlerine gelmez ki
"Çiçeğin üzerine konmuş arı çocuğu sokmuştur. Ağrılardan korkmaya başlayan çocuk arıların amacının insanları sokmak olduğunu söyler" sayfa 774. Bişey diycem bu ve buna benzer bir kaç örnek var ki yazarın önünde saygıyla eğilmek istedim resmen savaşın amacı neydi sahi
"Yemeğin amacı vücudun beslenmesiyse bir öğünde iki öğünlük yemek yiyen bir kişi daha fazla zevk alabilir ama amaca ulaşamaz çünkü mide iki öğünlük yemeği sindiremez.
Evliliğin amacı aileye birden çok karısının yada kocasının olmasını isteyen kişi daha fazla zevk alabilirama böyle bir durumda aileye sahip olmayacaktır"sayfa 801.tespitin dibiben demiyorum Valla yazar diyor
Yoruldummmm Valla bir kaç alıntı daha var aslında ama onlarıda siz okuyun artık bir lokomotif örneği var mesela, katayev'in anlattığı bir hikaye var ki "geç gelen adalet adalet değildir" sözünün ispatı niteliğinde, savaş üzerinden yapılan tespitlerin güzelliği insanı büyülüyor. Hani ikinci cilt 662ci sayfayı yazmadım ya aslında o iki sayfa okuyup kafanıza yazma ezberlemek isteyeceğiniz kadar güzel. Neyse benden bu kadar. 18 gün ara verince çenem düştü gidipte toplayayım
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.