Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
Kitabımız edebi olarak baktığımız zaman anı türü bir özellik taşır. Fakat kitabı tarihi olarak incelememiz bizim için daha faydalıdır. Aynı zamanda imparatorluğun son zamanları hakkında bilgi veren kanıt niteliğinde bir belge özelliği taşır. SPOILERS Yapı bakımından kitabı 2 ayrı parçaya bölebiliriz. İlk parça yazar Falih Rıfkı Atay kendi çocukluğumdan Osmanlı Devleti'nin I Dünya harbine girişi ve savaş sonuna kadar olan süreci kapsamaktadır. İkinci parçada ise yazarın 1923-1938 Atatürk dönemi ile bu dönemden kitabı yazdığı döneme kadar ki farklılıkları daha çok iğneleyici bir üslupla yazıya dökmüştür. Yazarımızın çocukluk dönemi ile başlayan kitabımız daha o zamanlar padişahı eleştirmenin ve padişah ile ilgili kötü bir söz söylemenin yasak olduğu dönemlerde padişahın Hasan Ağa adıyla anılması ve yazarın bizzat kendi gördüğü dersler ile o zamanın eğitim sistemini eleştirmesi ile başlıyor. Yavaş yavaş edebiyata ilgisi artan yazarımızın hocalarına özenmesi bu dönemde başlıyor. Devleti Aliye'nin başkenti İstanbul'un dışarıdan görünüşü diğer batı Medeniyetleri ile karşılaştırılması ve iç sosyolojik yaşantısını kitabın biraz ilerleyen kısımlarında görüyoruz. Biraz bahsedecek olursak o dönem İstanbul'da gayrimüslimlerin ticareti elde tuttuğunu, Türk olmanın hiçbir değeri olmadığını, aynı zamanda Türk yerine Osmanlı ırkı diye bir şey çıkartılıp herkese bunu kabul ettirme çabası görülüyor. Bunun yanında sosyolojik yaşam çok kötüdür. Zenginlik sadece gayrimüslimlerin yaşadığı bir ekonomik durum, Müslümanların çoğu ezilmiş ve fakir durumdaydı. Rüşvetler almış başını gitmiş adam kayırma hat safhada. Dönemin yasak kitapları yazarımızın ilgisini bir hayli çekmiş ve kendisini bu konuda çalışmaya itmiştir. İttihat ve Terakki hareketine karşı başlamış diyebileceğimiz Bir İsyan başlamıştı. Yazarımızın bağnaz ve gerici dedikleri insanlar, gördükleri yerde mektepli subayları alt ediyorlardı. Mustafa Kemal Efendi'nin Kurmay Başkanı olduğu Hareket Ordusu Selanik'ten gelip bu isyanı bastırdı. Bu isyandan sonra yazarımız ilk şiirini yazıp hocasına göstermiştir. Hocası bu şiirini beğenip Serveti Fünun da yayınlamıştır. Böylece yazarımız yazarlık dünyası'na giriş yapmıştır. Aynı zamanda siyaset dünyası da çekişmeli olarak ilerliyordu. Can almalar ve suikastlerin ardı arkası kesilmiyor. Özellikle subayların arasındaki Alaylı - Mektepli kavgası göz önündeydi. İttihat ve Terakki'nin de içinde ikiye bölünmüş görünüyordu. Bunun üzerine 1911'de Balkan Savaşı patlak verdi. Bizzat yazarımızın ağabeyi de bu savaşta şehit olanlardandır. Daha sonra Edirne kaybedilmiş ve siyasi çabalarla geri alınmaya çalışılmış gibi konulardan bahsediliyor Aynı zamanda İtilaf Devletleri Osmanlı'yı kendilerine göre parçalamış, Rusya'ya İngiltere bile İstanbul' u bırakmaya razı olmuştu. Yazarımız bu dönemde İttihat ve terakki'de Talat Bey'in yanında memur olarak çalışıyordu ve yine aynı zamanda müttefik oluşturma çabaları başlamıştır İlk önce İtilaf devletleri ile bir temas kurmaya çalışılmışsada, Enver Paşa'nın Savaşı Almanların kazanacağını düşünerek Almanların yanında savaşa girmiştir. Kitabın ikinci yarısında yazar Falih Rıfkı Atay, Atatürk öldükten sonra dönemin eksiklerini liderlerin Atatürkçü yoldan çıkışını, dalkavukluk döneminin tekrar başladığını, gelişmekten ve batılılaşmaktan uzaklaşıldığını, bağnazlığa ve gericiliğe geri dönme yolunda olunduğunu, siyasi partilerin 3 5 oy için kendi ideolojilerin den ne kadar çok taviz verdiğini ülkenin eğitim ve öğretim seviyesini gerilemekte olduğunu ve siyasi eleştirilerden oluşan içeriklerden bahsediyor.
İmparatorluğun Batış Yılları
İmparatorluğun Batış YıllarıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2022298 okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.