Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

640 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir Mevlana'ya bakıp Mesnevi'yi okuyorum, bir de günümüzün züppe, şovmen ve şakşakçı 'ilahiyat' profesörlerine bakıp hayretler içerisine giriyorum. Bir dinin içi ancak bu kadar boşaltılabilir, bir din ancak bu kadar insanlara duyarsızlaştırılıp, kaymak tabakanın emrine girebilir, diyorum. ''Her renk solar hakî kalır'' demişler. Tüm bu şovmen ilahiyatçılar unutulup geriye sadece bir Mevlana, bir Yunus, bir Şems, bir Bektaş-i Veli, bir de Bayram-ı Veli kalacak. Çünkü bunlar dini aşk ile yoğurdular, bir taşa bile aşk nazarıyla ile baktılar. Mevlana gibi şahsiyetlere ''peygamber değil ama kitabı var'' diyorlar. Ne güzel bir benzetme. Şüphesiz Mesnevi çığırdır. Bazıları Mevlana'yı ve Mesnevi'yi salt kendilerine ait kılıp, bir de sloganvari bir şekilde ''bizler Mevlana'nın torunlarıyız'' diyorlar ama bugün bir İran, bir Afganistan, bir Kuzey Afrika ülkeleri Mevlana'yı ve dahi Şems'i çok iyi tahlil edip özümsemiştir. Mesnevi'den bir kıssa bile anlatamayacaklara karşı bu ülkelerin edebiyat, sinema ve müziklerinde Mevlana'nın tesiri bugün bile vardır. Otantik ve etnik İran müziği bugün dahi müziklerini bir Hayyam ile bir Şems/Mevlana ile yoğurmuştur. Tasavvufî müziklerinin ciddi kesiminde Mevlana'nın solukları vardır. Bunda Mevlana'nın eserlerini Farsça kaleme almasının, can yoldaşı Şems'in Tebrizli olmasının da payı epey büyük. Mevlana ile Şems tıpkı biziz. Mevlana bizim uysallığımızın, Şems bizim hırçınlığımızın timsalidir.
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Altınpost Yayınları · 20133,522 okunma
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.