1953 de yazılmış olmasına rağmen güncelliğini koruyan bir distopya romanı. Güzel, sürükleyici bir kitap.
Okurken aklıma soru işaretleri sokmayı başaran bir kitap oldu.
-Kitapları seviyoruz ama bunun ne kadar hakkını verebiliyoruz acaba?
- Gerçekten mutlu muyuz, ya da mutluluk dedigimiz şey tam olarak ne?
O zamanlarda kitapların yakıldığını ve sadece sürekli olarak televizyon izlendiğini hayal ediyor yazar. Montag adında bir itfayeci var ve büyük bir zevkle mesleği gereği kitapları senelerce yakıyor. Bir gün bir kadının evine gidiyorlar yakmak için, ama kadın evden çıkmayıp kitapları ile birlikte yanmak istediğini söylüyor. O zaman içinde bir şeyler kıpırdıyor Montag'in. O akşam mahallesinde bir kızla karşılaşıyor. Mutlu musun? Diye soruyor kız. Bir süre acaba gerçekten mutlu muyum diye düşünmeye başlıyor. Ondan sonra Montag kitapları yakmak yerine toplamaya, okumaya başlıyor.