Kitabın sonu hariç bütün satırları hayranlıkla okudum. Tasvirleri insana gerçekten hastane hayatını,çaresizlik içerisinde oturulan ilaç kokulu koridorları yaşatıyor. Sonu ise oldukça havada kaldı benim için. belki bizim hayal gücümüze bırakmak istedi ama o kadar özdeşleşmiştik ki karakterle; sonunu bilmek istedik.(*)
Dipnot: yazarın hayatını araştırmak gerek. hastane hayatını oraya düşmeyen biri bu kadar iyi bilemez.
(*)Güncelleme: Evet, araştırdım. Babasız büyüyen bir çocuk, 9 yaşında kemik hastalığına yakalanmış. anlattığı muhtemel kendi hikayesi ana hatlarıyla. İnsan yaşamadığı acının tasviri olamazmış ama eğer yaşadıysa da ondan iyi kimse anlatamazmış. Şimdi daha çok etkiledi beni ve kitabın neden sonu olmadığını şimdi anladım. Çünkü yazarı, hikayenin kahramanıydı ve halen yaşamaya devam ediyordu. O yaşadığı için kitabının/hikayesinin sonu gelmemişti.