"Bu koku ne?" dedim. Bir şey gözlerimi yakıyor, sulandırıyordu.
"Mazot," diye yanıtladı Ferit. "Kentin jeneratörleri bozulup duruyor; elektriğe güvenemedikleri için de insanlar mazot yakıyor."
"Mazot, ha? Eskiden bu caddenin ne koktuğunu anımsıyor musun?" Ferit gülümsedi. "Kebap."
"Kuzu kebabı," dedim.
"Kuzu," dedi Ferit, sözcüğü diliyle tadarak. "Kabil'de şimdi bir tek Taliban kuzu yiyebiliyor."
Dirseğimi çekti.
"İti an, çomağı hazırla."
Bir araç bize doğru yaklaşıyordu. "Sakal devriyesi," diye fısıldadı Ferit.
Taliban'la ilk karşılaşmamdı.