Kitap ismiyle ilgimi çekmişti ilk başta daha sonra okuyunca içeriğiyle de derin anlamlar içeren yazılarıylada daha fazla okuma isteği uyandırdı bende, iyiki okumuştum dedirtti. Kitabın içeriğine gelirsek, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları çıkardığı kitapta Atilla ilhan ve yazıları ile ilgili inceleme yazışarına yer verilmiş. Bir şairin, kitabının ardında ona yapılan objektif ve hatta negatif eleştirilere de yer verilmesi yüce gönüllülüktür bence. Kitap bu anlamda son derece özel bir konumda bulunuyor. İnsanın hayatında yaşayabileceği en çetrefilli konulara en doğal yoldan ve şiirle ilgilenen herkesin bildiği gibi "sinematografik" bir gözle bakan, yazan Attilâ İlhan'ın bu kitabında ağırlıklı olarak 12 Eylül var. Sonra ise aşk, özlem, hasret, acı, öfke, korku, şüphe ve endişe var. Baskı karşısında sindirilmiş, kandırılmış, çürümüş tüm ruhları öyle veya böyle izlemek mümkün, tek taraflı olsa da. 7 bölümden oluşan kitap, Nâzım Hikmet'in "Lâbüd gelen efsâne olur dehre nâzımâ / bir günde bizim hâlimiz efsânelik eyler" dizeleriyle açılıyor. Her bölümün başında mutlaka bir şairden dizeler var. Böyle kitaplara bayılıyorum. Okumaya başlamadan yazılanlara hazırlıyormuş, dikkat bu konu bununla ilgili. Bâki, Nev'î, Şeyhülislâm Yahya, Fuzûlî, Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman) tercih edilen şairler. Kitabın 2. bölümü, aynı zamanda kitabın ismini taşıyor. İçinde de yine kitaba isim veren Korkunun Krallığı şiiri var. Son bölümde Attilâ İlhan artık korkuyla tanışma eşiğini geçiyor. Korkuyla baş başa kalıyor. Yapacağı hiçbir şey yok ve teslim olmak üzere. Belki de oluyor, kim bilir? Kitap son derece akıcı ve tekrar tekrar kendini okutabilecek bir eser. Bazı satırlar defalarca okuma isteği uyandırıyor okuyan da.

Korkunun KrallığıAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020846 okunma

·

34 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.