Gönderi

Hatıralarını kaleme alma hususunda çoğu sanatçı ve düşünür ketum bir tavır sergilemiştir. Bu, biraz da cesaret isteyen bir husustur. Ancak hem Sezai Karakoç hem Necip Fazıl bu mevzuda tarihi sorumluluklarını yerine getirmişlerdir. "Karakoç hatıra yazmanın zorluğunun bilincinde olduğu için, 'Hatıraları yazmak kadar insana azap verici ne vardır?' diyerek konunun ehemmiyetini hatta tehlikeli boyutunu vurgular. Hatıralar yazılırken evvelce yaşananlar bir kere daha yaşanmış gibi olduğu için, 'Hayatın acı olaylarını insan yeniden yaşamak istemez. Tatlı olanlarını hatırlamaksa ayrı bir istırap. Mizaçlarla, geçmişin yorumlanmasıyla ilgili bir yanı olsa da, kişi için çok aziz olan insanların podyuma çıkarılır gibi sahne ışıklarının önüne getirilmesi, ne kadar zor, ne çetin bir zorlanış! Bir mahremiyetin ihlali gibi, bir kutsallığı ya da kutluluğu aleladelestirmek gibi bir his içinde kalıyor insan' der," - Hatıralar, Diriliş, S.13, 17 Ekim 1988, Aktaran: Karataş, s.401.
Sayfa 61 - Çıra, 2018
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.