Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kendisi de Anadolu’ya gitmek istediğini annesine söylediğinde o her seferinde: – Hayır diyordu, hayır! Dört sene savaştın. Ne geçti eline? Memleketin eline ne geçti? Biraz da başkaları savaşsın. Senden başka kimim var benim? Hem ben artık torun sevmek istiyorum. Annesine bir şey diyemiyordu. İzmir henüz işgal edilmemişti ama İngilizlerle Yunanların böyle bir niyetlerinin olduğu konuşuluyordu. Güzel bir Nisan akşamında eve geldiğinde annesini ağlamaktan gözleri şişmiş buldu. O gün birkaç arkadaşıyla beraber misafirlikten dönerken yolları Beyazıt taraflarına düşmüş. Gün batımına yakın zamanda yapılan bir idama şahit olmuşlar, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyin idamına. – Kadın olduğumuz için çok fazla yaklaşmadık diyordu annesi hıçkırarak. Kısa bir konuşma yaptı yavrum. Son sözlerini zor seçtik: “Çocuklarımı asil Türk Milletine emanet ediyorum. Eminim bu kahraman millet lazım olanı yapacaktır.” dedi yavrum. Ne kadar da metindi. Suçu Ermenileri öldürmekmiş. Hepsi yalan, hepsi yalan! Kadının gözyaşları sicim gibiydi. Annesinin yanına oturdu, omuzundan tutup kendine doğru çekti. İki ay önce, aynı ithamla tutulduğu Bekirağa Bölüğünden kaçan Eski Diyarbakır Valisi Tabip Reşit Beyin de, polisler tarafından yakalanacağını anlayınca intihar ettiğini söyleyecekti, vazgeçti: – Biliyorum anne demekle yetindi. Akıllarınca milletimizden intikam alıyorlar, bin yılın intikamını. – Gün batıyordu oğlum, gün batıyordu! – Osmanlının batışı anne, milletimizin değil. – Çok kalabalıktı, çok. İdamlar sabaha karşı yapılırdı, bunu niçin geç vakit yaptılar? – Dedim ya anne milletimizden intikam alıyor İngiliz’i, Fransız’ı, Rum’u, Ermeni’si; onların yaltakçıları Süleymaniyeli Nemrut Mustafa’sı, Damat Ferit’i. Herkes görsün, gözü korksun istiyorlar; millet yılsın istiyorlar. – Millette korku yoktu, yılgınlık yoktu. Barut gibiydi herkes. Kadın birden iki eliyle oğlunun yakasına yapıştı. İleri geri salladı. Islak gözleri çakmak çakmaktı. Sesi yüreğinin derinlerinden geliyordu: – Git oğlum git! diye haykırdı. Git aslanım, git şahinim! Korkmayacağız, yılmayacağız! O güneş yine doğacak! Yine doğacak! Git şahinim! Bir hafta sonra Deli Bayram’la İzmir vapurundaydılar. Ondan sonra “Şahin” adını kullanmıştı."
Bozkır Akıncıları
Bozkır Akıncıları
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.