"Avrupa'nın taşının toprağının altın olduğu yıllarda Gülten Dayıoğlu, "Geride Kalanlar"ın acı öyküsünü yazmıştı. Kadınlardı geride kalanlar. Gurbette çalışıp ailesine, köyüne para yollayacak olanlar erkeklerdi. Ayrılıklar, özlemler, sıkıntılar, beklentiler... uzun sürdü. Gün geldi ayrılıklar, hasretlikler bitti; aileler birleşti. Çocuklar başka dillerin içine doğdu. Orada da büyüdüler. Gün geldi, "Geriye Dönenler" oldu. Dönenlerin sorunları haber oldu; yazıldı, söylendi."