Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İnceleme değil özettir
Kitabımızın bölümleri şu şekilde: 1. Bölüm İnsanın kendisi ile ilişki.  2.bölüm insan Allah ilişkisi . 3. bölüm insan eşya evren ilişkisi. 4. bölüm insan insan ilişkisi 5. bölüm insani ilişkilerde 10 altın kural. 6. bölüm Kur'an'da diyalog. 1. Bölüm İNSANIN KENDİSİ  İLE İLİŞKİSİ  Insan kendini tanımadan başkaları ile tanışmaya kalkışınca ortaya çok büyük hatalar çıktığını söylüyor hocamız.  Bu yüzden önce kendinizi tanımanız gerektiğine vurgu yapıyor.  Burada da kendimize dönüp 'Ben kimim?' sorusunun sormamız gerektiğini söylüyor. Bu soru sayesinde merak edip kendimize döndüğümüz zaman Bediüzzaman'ın dediği gibi 'merak ilmin hocasıdır' düsturu ile kendimizi tanımamıza yardımcı olacak başlıklar sıralanıyor: 1.Bak(unzur) 2.Oku (ikra)  3.Anla(ifhem) 4.Hükmet (ihkem)  Birincisi: 'insan neden yaratıldığına bir baksın?' sorusuna cevap vermek için bakacağız. Ikincisi: oku!  Yaradılış sürecimizi tanıdıktan sonra şimdi okuma aşamasına geçip varlık alemini, o varlık âleminin bir parçası olan benliğimizi, kendimizi ve kendi iç dünyamızı okumaya başlamalıyız .  Kainatın kitabını, gökleri yeri ve ikisi arasında var edilen her şeyi,  hayatı, kabri, öteki alemi peygamberi, haşrı, cenneti Cehennemi....  Yani hayatı Allah'a bağlayarak okumalı ve Allah'ın hayatın temel belirleyicisi ve müdahili olduğunu kabul ederek bir okuma....  Sonra dönüp kendi iç dünyamızı okuyacağız kimim ben? neden yaratıldım? ve yaratan bana hangi rolü uygun gördü? vazifelerim neler?  Üçüncüsü:Anlama.. Okuma sürecinin doğru tamamladıktan sonra şimdi kendimizi tanıyacağız.  özelliklerimizi, zaaflarımızı, kabiliyetimizi , gücümüzü, acziyetimizi..  Huylarımızı,  sevdiğimiz-sevmediğimiz ya da sonradan çevremizin etkisi ile kazandığımız huylarımızı...  Bunların hepsini keşfetmek için kendimizi okumaya döneceğiz.  Dördüncü aşama: Hükmet..  Iç dünyamızdaki yürüyüşün son ayağı Hükmet!  şimdi baktık, okuduk, anladık ve neticesine göre de hükmedeceğiz.  Bunu da şu şekilde yapacağız: Ilk önce kendimizi hesaba çekilmeden bir hesaba çekeceğiz yani MUHASEBE!  Terbiye edilecek davranışlarımızı ve tamamen değiştirilecek olanlara tesbit etmek için bir muhasebe..  Geçmişin muhasebesi yapacağız, yanlışları tespit edeceğiz.  Sonra mustakbelin muhasebesini yapıp gelecek zamanlardaki davranış şekillerimizi düşünüp şimdiden kontrol altına almaya çalışacağız.  Muhasebe sonrasında elde ettiğimiz bilgilerle MUHÂTEBE Yapacağız.  Yani muhasebe ile ortaya konulan iyi ve kötünün muhâtebe ile ortaya çıkış sebeplerini araştıracağız.  Mesela yalan söyledim, neden yalan söyledim? o yalana iten şey ne?  Makam mı? param mı?  sevilmek mi? yoksa ne? muhâtebe nefsi sorguya çekmek olacak.. Sorgu süreceni doğru ve eksiksiz tamamlanınca üçüncü ve son basamak olan MUAĞABEye sıra geldi..  Burada ise kendimize ceza belirleyeceğiz.  Yani bir daha yaparsam ne olmalı..  Bu şekilde muhasebe, muhâtebe ve muağabe ile müthiş bir oto kontrol mekanizması kazanacağız inşallah.  Son olarak kendimizde olan ilişkide en önemli şeylerden biri de helal lokma yemeğe son derece dikkat etmeliyiz.. 2.BÖLÜM İNSAN-ALLAH İLİŞKİSİ <Tegabun Suresi 16> İç dünya, kendi varlığını kabul ettiğinde bilinçli veya bilinçsiz kendini var eden yaratıcıyı da dile getirir.  İnsanın “Ben varım.” demesi, “Beni yaratan biri var.” demesidir.  Peygamberimizin ifadesi ile "kim kendi nefsini tanırsa Muhakkak ki Allah'ı tanır." Peki insan Allah ile nasıl bir ilişki kuralıdır?  insanın yaratıcı ile ilişkisi 4 boyutlu bir ilişkidir.  Bunlar: marifet, tasdik, amel ve ikrar diye ifade edilebilir.  MARİFET Allah hakkındaki bilgilere malumat değil marifet denir.  Malumat sadece bilmeyi ifade ederken,  marifet; hem bilmeyi hem de tanımayı ifade eder. Marifet birkaç boyutta ele alınmalıdır. İlki, Allah’ın zatıyla alakalıdır. "Onun zatının temel özellikleri nelerdir?"  sorusuna yanıtla..  Esma-ül Hüsna’nın yarıya yakını Allah’ın zatını anlatan isimlerden oluşması; insanın yaratıcısına olan merak ve O’nu celle celaluhu tanıma çabasına karşılık gelmiştir . İnsan Allah’ın yüceliği karşısında kendi acziyetini daha iyi anlar. Marifetin ikinci boyutu ise;  “Allah hangi ilkelerle insan ile ilişkiye girer?” Bu ilkelere şöyle sıralayabiliriz: 1.Kulunun acziyetini itiraf edip, yaratıcısının yüceliğini ikrar etmesini ister. 2.Kuluna çok yakın olduğunu bildirmek ister. ( Kaf Suresi 16 / Bakara Suresi 186)  3.Kulunu korku eksenli bir kulluktan sevgi eksenli bir kulluğa yöneltmek ister. ( Burada hoca Allah'ın Sevdikleri ve sevmediklerine ayetlerle örnekler vermiş.)  4. Kulunun daima Allah hakkında iyi zanda bulunmasını ister. ( Zümer Suresi 53 ayet)  5.Kulunun daima Rabbine güvenmesini ve O’ndan başkasına dayanmamasını ister. ( Ali İmran suresi 159 173)  TASDİK Marifet aklın eylemiyken; tasdik kalbin eylemidir. Akıl, bilgiye ulaşır, onu kavrar; kalb ise o eylemin doğruluğunu tasdik eder. İnsanın Rabbi ile kuracağı ilişkinin sağlıklı olması kalbin teskiniyetinin tam anlamıyla oluşmasına bağlıdır. {Marifet aklı, tasdik kalbi, amel bedeni, ikrar ise dili hareket ettirir}  AMEL Akıl ikna olup kalp teskin olunca bu iki güç bedeni zorlayacaktır çünkü hakikate ulaşmış bir akıl ile itmiman olmuş bir kalp, bir şeylerin yapılması konusunda ittifaka varacak ve bu birlik bedeni harekete geçirecektir.  Amelin nasıl gerçekleştirileceği konusunda şöyle bir sıralama takip edilmelidir: İlki: Farzların muhafazası ve ikamesi İkincisi: Nafilelerin çoğaltılması ve özel ibadet programlarının yapılması İKRAR Amelen son ve ikrarın ifadesi çok önemlidir.  Çünkü insan önce yaşamalı sonra konuşmalıdır.  {Saf Suresi 2 ve 3 ayetler: Ey iman edenler yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük bir nefretle karşılanır}  Yapılması gereken önce yaşamak sonra konuşmaktır. Ömer radiyallahu anh gibi. Bir ayeti hayatına geçirmeden diğer ayeti ezberlemiyordu. Sözün tesir kazanabilmesi, o söz sahibinin yaşantısı ile birebir orantılıdır. Efendimiz Miraç Gecesinde dillerinden asılan bir topluluğa rastlanmıştır, sorduğunda "Bunlar halka iyi tavsiyelerde bulunup da kendileri yapmayanlardır, konuşup da yaşamayanlardır" cevabını almıştır.  Allah ile ilişkilerinin sağlıklı olmasını isteyen insan önce iman hakikatlerini yaşamalı, temsil etmeli; sonra o hakikatleri duyurmalı, teklif etmelidir.  Temsiliyeti doğru olmayanların teklifiyetleri de doğru ve tesirli olamayacaktır. 3.BÖLÜM İNSAN-EŞYA İLİŞKİSİ { İbrahim suresi 32-34}  Bu ilişkiyi ifade etmek için ilişkinin temel öznesi insan aklının inşa edildiği disipline bakmamız gereklidir.  Aklı inşa eden modernizm ya da başka bir “izm” veya gelenek midir? Yoksa vahiy, peygamberler ve onların kutlu yollarının takipçileri midir? Kendi iç dünyası ve Rabbi ile olan ilişkisini doğru yapabilen, eşya ile kuracağı ilişkide çok önemli ilkelere ulaşır. Bu ilkeler insan eşya ilişkilerinde oldukça önemli ve gereklidir.  Bu ilkelerin varlığı insanı mutluluğa, saadete ve huzura kavuşturacak niteliktedir. Nedir bu ilkeler; 1.Eşyanın hakikati sabittir, yani varlığı sabittir.  Kendisine nazar edilen eşya bakanın kabiliyetine, mizacına, iş ve mesleğine, bilgi ve kişisel tecrübelerine göre farklılık gösterebilir. Yani bakılan bir tek şey olsa da bakanların farklılığı baklanın farklılığına sebebiyet verecektir.  2.Eşya, insana verilmiş bir emanettir.  3.İnsan eşyanın mahkumu değil, hakimidir. 4.Eşyayı ne yücelterek kutsallık atfetmeli, ne de alçaltarak nankörlük etmelidir. 5.Eşya, asli itibariyle güzeldir. 6.Eşya Müslümandır. 7.Her eşya bir nimettir, o halde şükrü eda edilmelidir. 4.BÖLÜM İNSAN-İNSAN İLİŞKİSİ Insanın kuracağı bağların en sonuncusu budur ve diğer 3 ilişki türü aslında en zor olanıdır.  Çünkü bu ilişkideki öznelerin hepsi insandır. Dolayısı ile karşıdaki muhatap artı ve eksi yönleri ile aynı kendisi gibidir yani kötü yönleriyle kan dökücü, kinci, menfaatçi, nankör, vefasız vs. dir.  Ya da iyi yönleriyle sabreden, sorumluluk sahibi, iyiliği emreder, kötülükten sakındırır vs.  Öyle ilişkiler vardır bir yemek gibidir.  Nasıl yemeğe acıkırsan o ilişki kurduğun muhataba da öyle acıkırsın.  O'nu görmeyene kadar da rahat edemezsin.  Öyle ilişkiler vardır ki su gibidir susarsın sıcak bir günde soğuk bir suya hasret duyduğun gibi ona da hasret duyarsın.  Öyle ilişkiler vardır ki hava gibidir.  Olmazsa yanında, boğulacak gibi olursun. Onun yanında olması sana bir nefes gibi gelir.  Öyle ilişkiler vardır ki tatlı  veya meyve gibidir.  Olunca yenir, olmayınca çok da aranmaz.  Zaruri değil ama olunca da insanın hayatını tatlandırır.  Öyle ilişkiler vardır ki ilaç gibidir.  Hastalandığınızda ona ihtiyaç duyarsın, hemen ona koşar o ilaçtan istifade edersin ama ilaçtır onlar.  Fazlası zarar olduğu gibi azı da tedavinin eksik kalması demektir.  Öyle ilişkilerde vardır ki zehir gibidir.  O'nu tattığınızda hayatınızı kaybedersiniz ya da zehirlenirsiniz.  Onunla kurulacak ilişki sizin hayatınıza mal olabilir... Iletişim kazalarının iki temel sebebi vardır.  İlki: hiçbir İlke Kural tanımadan muhatabının kimliği belirlenmeden ilişkinin amaç ve gayesini bilmeden herkes ile aynı usul ve uslupta ilişkiye girmektir. İkincisi ise ilişkileri sınırlandırarak ilişkiye gireceği insanları belirleyip onlarla yetinmek etrafına duvar örerek dış dünya ile bağlantısını koparmaktır.  Kazalara sebebiyet vermemek için iki yanlıştan da uzak durmalı ilişkiyi dengeli ve vasat bir düzleme getirmelidir.  Bizim insanlarla ilişkimiz elbette ilahi ölçüde olacaktır. “Selamı yayınız.”  Hadisinden hareketle bizden olmayanların bile bu parolayla emniyet ve selamette olduklarını bilmeliler.  Bir gün Medine'de bir Yahudi hayatını kaybetmiş. Cesedi mezarlığa götürülürken Efendimiz ayağa kalkmıştır. Sahabeler 'Ya Resulallah o 1bir yahudi cesedi' deyince "olsun insan değil mi?" demiştir İnsan muhteremdir, saygıya layıktır.  Ali (ra) Mısır'a vali olarak gönderdiği Malik bin Eşter’e şunu öğütler: ”İnsanlar ya dinde kardeşimiz ya da hilkatte (yaratılışta) eşlerimizdir.”  İnsan herkesle ilişki kurmalıdır fakat ilişkinin ilkeleri ve kuralları vardır..  “Ey inananlar, Mü’minleri bırakıp inkarcıları dost edinmeyin!” (Nisa 144) Bunlar şu temel ilkeyi bize verir : Sınırsız iletişim; ama ilkeli,  herkes ile iletişim; ama mesafeli,  her an iletişim; ama ölçülü… İLİŞKİDE TARAFLAR Ilişkinin temel esasları: 1.Taraflar.  2.Amaç, gaye.  3.Usül uslub.  4. Sonuç: karşılıklı alışveriş veya istifade 1.TARAFLAR  A) HATİP - Sözünün çıkış yerini iyi belirlemelidir. -Nefret eksenli ilişkiden sevgi eksenli bir ilişkiye girmelidir. -Ben merkezli ilişkiden biz merkezli ilişkiye girilmelidir. -Müşfik ve affedici olunmalıdır. -Muhatabı iyice tanımalıdır .  ( muhatabı doğru tanıma hatibe 3 temel esas kazandırır: seviyesine göre konuşur,  kabiliyetlerine göre ilişkiye girer muhataba göre mesafe belirler)  B) MUHATAP Muhatabın sahip olması gereken ilkeler: -Dinlemeyi bilmesi, dinleyip değer vermesi -Karşı çıkarken ölçüyü elden bırakmaması -Doğru anlamaya çalışması, anlamadığı şeyleri sorması(etkin dinleme)  - ilişkiyi bitirecek ya da zedeleyecek tavır ve davranışlardan uzak durması İLİŞKİDE AMAÇ VE GAYE Amaçsız ve gayesiz bir ilişki; nedeni bilinmeyen, hedefi belirlenmeyen bir yolculuk gibidir. İnsanın ailesiyle, arkadaşlarıyla, davet ortamındaki amacı ve iletişimi elbette farklı olacaktır. Ilişkiden sağlıklı ifadeyi sağlamak için şu ilkelere uyma zorunluluğu vardır: -Amaç ve gaye tarafların niyetidir. -Taraflardaki karşılıklı amaç ve gaye birliği olmalıdır. -Amaçlar ve gayeler beklentileri olduğundan fazlasına taşımamalıdır. (Beklentiler muhatabın üstünü vasıflarını yok etmemelidir.  Beklenti karşılıklı saygı ve sevgiyi yok etmemelidir.  Beklenti karşıdakini olduğu gibi görmemize engel olmamalıdır)  3- USUL VE ÜSLUP Iletişimin üçüncü esası: usul ve üsluptur.  Usul: ilişkinin yolu iken, üslup ilişkinin yöntemidir.  Hakikat ancak hakikaten layık hakikat yakışır bir usul ve üslup ile ifade edilmelidir.  Hz Ali haricileri değerlendirirken onların dile getirdiği bazı düşünceleri "Hak söz, batıl dava" diye ifade etmişti.  Söylediğimiz, söylemeye çalıştığımız sözler kadar onları nasıl ifade ettiğimiz de mühim.  İletişim, sözsüz ve sözlü iletişim olmak üzere iki ayrı başlıkta inceleniyor.   SÖZSÜZ İLETİŞİM Sözsüz ama dilli olan iletişim yollarından birkaçını şöyle sıralayabiliriz: 1.Ruh dili 2.Beden dili 3.kılık-kıyafet dili. 4.koku dili.  5.renk dili -Ruh dili “Ruhlar donanmış askerlerdir. Ezelden tanışanlar, birbirlerini sever ilişki kurarlar; ezelde birbirinden kaçanlar, ihtilaf eder ısınamazlar.”  Ruhlar iletişim kuramazlarsa köklü birliktelikler sağlanamaz. - Beden dili Beden dilini kullanırken vurguları daha iyi yapabilmek için: duruş, yürüyüş jest ve mimiklerin dili, organların diline dikkat edilmeli ve dikkatli kullanılmalıdır.  -Kılık kıyafet dili Karşıdaki şahıslara kimliğimizi ve kişiliğimizi yansıtacak bir kılık ve kıyafet dili kullanmak zorundayız.  Hal dilini kimliğe dönüşmesi insana bir kazanç değil bir sorumluluk kazandırır.  Bu sorumluluk sahibine kimliğine yakışır davranışta bulunmasını zorlamalıdır.  Nice insanlar (sakal cübbe tesbih esarp carsaf) sadece bir ambalaj bir aksesuar ya da bir gösteriş alameti olarak taşırlar. Eğer kimlik sorumluluk kazandırırsa kimliktir.  - Koku dili Bir mü’minin dikkatli olması gereken husustur. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem hem dikkat çekici hem de insanları rahatsız edecek kokulardan uzak durmamızı emretmiştir.  -Renk dili Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem giyiminde sarı ve beyazı tercih ederdi. Erkeklerin kırmızı elbise giymesini ise hoş karşılamazdı. SÖZLÜ İLETİŞİM İnsanın üslubu, insanın kendisidir. İnsanın ifadede belirlediği yöntem; insanın ruh halinden, iç dünyasına, niyetinden sonucuna kadar her şeyi etkiler. Bu yüzden sözlü iletişimde hitap şekli ve ses tonu kadar, konuşmada seçilecek kelimeler ve bunların dile getirilişi de çok önemlidir. HİTAP Bilinçli bir Hatip konuşmaya başlar başlamaz hitap şekli ile muhatabı arasındaki mesafeyi de iletmiş olur.  KUR'AN I KERİM'DE HİTAPLAR  (bu kısmı okumalısınız:) ayetler ve kimler kastediliyor o yazıyor)  Hitap şekillerinin belirlenmesinde şu noktalara dikkat edilmelidir: -Hitap muhatabın kimliğine uygun olmalıdır. -Hitap; muhatabı ne olduğundan yücesine taşımalı, ne de onun üstün meziyetlerini yok saymalıdır. -Hitap, mesafeyi belirleyen en büyük silahtır.  - mahrem kişisel ve samimi ilişkilerin hitabı bu ilişkilere uygun olmalıdır.  SES TONU  Sözlü iletişimde ikinci önemli konu hatibin ses tonudur Her sözün, her mesajın kendine özgü bir tonu olmalıdır.  GÜZEL SÖZ  Mesajın muhataba doğru ulaşmasının en büyük sebeplerinden biri de iletilmek istenen şeyin güzel söz ile ifade edilmesidir.  Allahu Teala, Firavun’a giden Musa aleyhisselama “Ona yumuşak ve tatlı söz söyleyin.” (Taha 43-44) buyuruyor. Rasulullah sallallahu aleyhi veselleme de “Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi.” (Ali İmran 159) buyuruyor.  Öyleyse bizim metodumuz gayet açık değil mi? İnsanları yumuşak ve tatlı sözle Allah’a çağırmak. ZAN Ilişkiyi çıkmaza sürükleyen bir etken de zandır. Kesin bilgiye dayanmayan tahmin şüphe veya tereddüt ederek elde edilmiş bilgi.  (Hucurat suresi)  KENDİNİ KARŞIDAKİNİN YERİNE KOYMAK  İletişimde hatip, kendini muhatabın yerine koyarak düşünmeli, ben onun yerinde olsam ne yapardım diye sormalıdır kendine. Bu, hepimizin bildiği “empati” kavramı.  Bu kavram 1970’li yıllarda Rogers tarafından ortaya atılsa da elbette bizim lügatımızda yeni bir kavram değil. Cahiliyet asrı denen bir zamandan en hayırlı ümmeti yetiştiren, en iyi insani ilişkiler uzmanı Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem 1400 yıl öncesinden nida ediyor bize,  “Kendi için istediğini, başka insanlar için de iste ki gerçek Müslüman olasın.” İSTİFADE - KARŞILIKLI  ALIŞVERİŞ Ilişkinin amacı ne olursa olsun insan muhatabı ile karşılıklı fayda elde etmek için ilişki kurar.  İstifadenin daha üst düzeyde olması için taraflar şu düşünceler de olmalıdır: - Her insan muhteşem bir potansiyel barındırmaktadır ve dolayısıyla istifade silecek yönleri vardır iyisini alıp kötüsünü bırakmalıyız. -istifade tek taraflı olmamalıdır.  hep bana mantığına saplanmamalı, halk deyimiyle bir sana bir bana diyebilmeliyiz. - her ilişki insana bir kazanımdır.  Sonucu zarar ile biten nice ilişkiler vardır ki aslında ondan kazanılan kazanım başka hiçbir şey de kazanılamamaktadır 5.BÖLÜM  İNSANİ İLİŞKİLERDE ON ALTIN KURAL 1.Sevginde de, nefretinde de dengeli ol. 2.Hak edene hak ettiği kadar değer ver. 3.Gereksiz insan olmadığını bil. 4.Mükemmel insan olmadığının bilincinde ol. 5.İnsanların eksiklerini görme, iyiliklerini gör. 6.Nefret ettirici değil, müjdeleyici ol. (Kolaylaştırınız güçleştirmeyiniz.  Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.  itaat ediniz ihtilafa düşmeyiniz)  7.Zulmedici değil , merhametli ol. 8.Lüzumsuz ve boş konuşmaları terk et. 9.Zalim olsun, mazlum olsun kardeşine yardım et. 10.Köklü birliktelikler kurmak istediğinde seçici ol. 6.BÖLÜM  KUR’AN’DA DİYALOG Bu bölümde muhatabın durumuna göre şekillenen diyalog örneklerine yer veriliyor. Gayrimüslimlerle kurulacak ilişkide: - gayrimüslimlerle müşterek birliktelikleri gündemde tutulup ihtilafları değil beraberlikleri sağlayacak bir dil oluşturulmalıdır. -Dinler arası diyalog değil, din mensupları arasında bir diyalog olduğu unutulmamalı. Bu davet çalışmasında Müslümanlar genel ilkelerini Kur'an'dan almalı, Kur'an'ın izin verdiği ölçüde onlarla iletişimi kolaylaştıracak, ilişkileri sıcaklaştıracak vesileleri seferber edilmelidir.  - din mensupları arası diyalog da muhatabın duruşu gözardı edilmemelidir.  -Kurulan diyalog karşıdaki din mensubu ile inanç düzleminde bir sevgi bağının oluşmasına yol açmamalıdır.  Kendi din kardeşlerimizi bırakıp onları dost/Veli edinme yanlışını sürüklenmemeli, diyalog ancak o zeminde tutularak sürdürülmelidir. Münafıklar ve farklılıklarla ilişki: - nifakı amelinden kaynaklanıyorsa o fâsık, imanından kaynaklanıyorsa o münafıktır.  - Öncelikle onları iyice tanımalı lif haklarının kaynağı iyi tespit edilmelidir.  - Eğer muhatap münafık ise ilişki onun şerrinden emin olacak bir düzlemde kurulmalı, mesafe o emanetin gerçekleşeceği düzeyde ayarlanmalıdır.  Dost arkadaş olunmamalı ilişkinin boyutu ilerilere taşınmamalıdır.  -Muhatap fasık ise onunla kurulacak ilişkide özne olunmalıdır. Ilişkinin akışı senin elinde olmalı kaymalara karşı devamlı uyanık olunmalı, o fısk ve fucurum yanında icra edilmesine kesinlikle fırsat verilmemelidir.  Gücü yetiyorsa engellenmeli , gücü yetmiyorsa mekan terk edilmelidir.  İyileşmeye meyilleri varsa yardımcı olmalı, meyilleri yoksa ilişkinin düzeyi asgariye indirilmelidir.  - O halde Müslüman birey bulunduğu ortama uyup o ortama adapte olmamalı, imanından aldığı güç ve şahsiyet ve onurun zedelenmesine izin vermeden ortamı kendine uydurmalıdır.  Kur'an-ı Kerim içerisindeki bazı diyaloglar OĞUL BABA Hz Yusuf ile Hazreti Yakup.  Hz Yahya ile Hz Zekeriya.  Hz İsmail ile Hz İbrahim ve Hz İbrahim ile Azer.  Burada Hz İbrahim ile babası azar arasındaki diyalog bahsedilmiştir.( Yusuf 4.  Meryem 46.  Meryem 42 47)  BABA OĞUL  Hz Yakup ile Hz Yusuf.  Hz Lokman ile oğlu.  Hz İbrahim ile İsmail.  Hz Nuh ile Kenan Burada Hz Lokman'ın oğluna nasihatları verilmiştir.  (Lokman Suresi 13  _19)  KARDEŞ KARDEŞ  Habil ile Kabil.  Hz Musa ile Hz Harun.  Hz Yusuf ile Kardeşleri.  Burada Habil ile Kabil arasındaki diyalog anlatılmıştır.  ( Maide Suresi 27_29 Hz Musa ile abisi Harun için Taha Suresi 24 37 36 92 93 94)  İŞ ORTAKLARI  Davut Aleyhisselam'ın yanına gelen iki davacı Sad suresinin 23 ve 24 ayetleri MİSAFİR-EV SAHİBİ  İbrahim Aleyhisselam Zariyat 24 25 26 27 ARKADAŞ-ARKADAŞ  Hz Yusuf ve Zindan arkadaşları (Yusuf Suresi 39)  İŞÇİ - İŞVEREN  Musa Aleyhisselam ve Şuayb aleyhisselam ( Kasas Suresi 26 27 28)  ALİM - ZALİM  Hz İbrahim ile Nemrut.  Hz Musa ile firavun.  Hz Muhammed(sas) ile Ebu cehil Burada Hz İbrahim ile Nemrud unkıssası anlatılıyor (Bakara Suresi 258)  Ayrıca Hz Musa ve firavun diyaloglarından örnek veriliyor ( Taha Suresi 43 44 49 50 51 52 57)  İNANAN - İNKAR EDEN  Burada Firavun'un sihirbazları ve firavun arasında geçen diyalog ( Taha 70 71 72)  MÜMİN--MÜNAFIK  Kıyamette ortaya çıkacak Mümin ve münafık diyaloğu (Hadîd suresi 13 14) ZENGİN - FAKİR  Kehf suresindeki bahçe sahibi iki adam (Kehf 34 35 36 37 39 41 42)  CENNET EHLİ CEHENNEM EHLİ (Müddessir Suresi 42 43 44 45 46 49 51) İnceleme değil özettir. Alıntı yaptığım kişiden Allah razı olsun duasını ekleyerek alabilirsiniz :) :)
İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü
İnsani İlişkilerde İlahi ÖlçüMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,992 okunma
··
441 görüntüleme
Halil SINDI okurunun profil resmi
Allah razı olsun
Latife Okutan okurunun profil resmi
Allah razı olsun kardeşim ÇOK sağol
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.