Mehmet Hamdi Eyüboğlu, anne ve babasını kaybetmenin sarsıntısıyla mücadele ederken onlardan geriye kalanları kaybetmek istemeyeceği için mektupların Fransızcadan Türkçeye çevrilmesiyle bu eserin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Paris’teki Andre Lhote atölyesinde Bedri Rahmi (Ali Bedrettin) ile Eren (Ernestine) Hanım’ın tanışmalarıyla başlayan masal tadında bir hikaye. Duyguların o samimi ifadesi ön sözden itibaren beni kendisine bağladı.
Mektuplarla yaşama sevinçlerini tazelemeleri, birbirlerine yolladıkları mürekkep kalem desenler, resimler; zor zamanlar, para sıkıntıları, resim aşkı, en çok da hasret. İçimi ısıtan pek çok şey oldu bu kitapta.
Severseniz klasik müzikle birlikte harika oluyor.