Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

NEFES ile NEFİS Tek bir nefesteydi O sır. ..... Tek bir nefesten; ıslıklar, notalar, çığlıklar, haykırışlar, inlemeler hazlar gülmeler ağlamalar türedi... Evet öyle istedik cogalttik kendimizi ve ne yazık ki kendimizi O nefesin sahibi zannettik O’yum dedik O’ndanım diyemedik var olan nefesi değil yok olan kokmuşluğu istedik. Cenneti, cehennemi, acıları, hazzı, şehveti, ateşi istedik umarsızca ... Yunus gibi “Bana Seni Gerek Seni” diyemedik iİradeyi kabul ettik iyi ve kötüyü seçelim diye ama bilmedik ki aslında kötüyü biz kendi ellerimizle yaptık. .. Kendimiz ettik kendimiz bulduk. .. Suret istedik, suretimizi sevmek, okşamak, suretimizle oyalanmak ve O’nun üflediği RUH gibi güzel olan her şeyi sarıp sarmalayıp kamufle etmek için suret örtümüzden sıyrılıp HÂKK’ı göremedik , zamana ve mekana kayıtlı olmak istedik Hazret'i Mevlânâ ’nın dediği gibi bir yağ ve sinir parçası olan zavallı gözlerimizle.... Zaman her şeyin ilacıdır dedik kavuşmaya çalıştıkça zaman uzaklaştırdı bizi O’ndan, zaman o bir nefeslik ÂN'ı bile fark edemedik. İşte bütün bunları talep ettikçe O tek nefes NEFİS ; NEFİS'lere dönüştü, dönüştürdük tek harf farkla: “E”. Suretlere bürünmeden, tek nefisten çoğaldık da çoğaldık, eşlerimiz yaratıldı nefislerimizden yine bizim o şahane arzularımızla [Nisa/1, Enam/98, Araf/189, Nahl/72, Rum/21, Zümer/6, Şura/11] ama şunu da ekleyelim: Bizim yaratılmanız ve diriltilmeniz ancak tek bir nefisin yaratılması ve diriltilmesi gibiydi [Lokman/28] bu arada mutlak güç, mutlak irade, mutlak akıl da bölündü parça parça herkese kimine az kimine fazla her birimiz kendimizi küçük Tanrıcıklar ilan ettik yaşadığımızı zannedip, bu dünyada oyalandık durduk. .. Bu arada suret ile mekana gönderilirken “O” bizi başıboş bırakmadı. Nefse, cana, akla kendini hatırlatmak için kendinden bir parçayı RUH olarak üfledi. RUH zamana mekana kayıtlı değildi her yerde her zamanda olurdu herkesin rüyasında, kimilerinin ise isteğine bağlı olarak dolaşıyordu alemlerde sonradan birçok kez çoğaltılan nefis gibi; istek, arzu dolu değildi. RUH sadece O’na, aslına dönmeye programlıydı çünkü ilk nefesten önceki halimizdi aslında nefisle beraber O GÜZEL TEMİZ NEFES 'de verildi bizlere her soluk alışverişimizde ciğerlerimize dolduğunda aslımızı unutmayalım diye. O ilk saf nefesi unuttuk verilen nefesi de kirlettik dünyamızın havasını kirleterek bu nedenle can verirken kirlettiğimiz son nefesi bu dünyada bırakıp gidiyoruz. Zalim’in nefsi onu Alim’i öldürmeye ittiğinden beri [Maide/30] halimiz harap zamanı kullanarak, harcayarak AN'ı unutarak geçiyor ömrümüz zaman, yada bize tanınan mühlet biraz sıkıntılı aslında mühlet verilen inkarcılar, bu mühletin hayırlı olduğunu sandılar halbuki bu mühlet günahları artırdı, nefse de azap verdi [Ali İmran/178] Nefislerimizi çok iyi tanıyoruz aslında. .. İNSAN sürekli hoyratça kullandığı şeyi bilmez mi? Bilmiyorsan kendine bak yeterli. .. “Nefsini bilen RABB'ini bilir” mi sözün esası yoksa “Nefsinin kendini neler yaptırabildiğini fark eden RABB'ini bilir” mi? Öncelikle her nefis kendinden sorumlu, başkasının nefsinin yaptıklarından sorumlu değil bunu bilmek lazım [Bakara/48, Bakara/123, Enam/164, İnfitar/19] ÂLLÂH ’a döndürüldükten sonra her nefse hak ettiği eksiksiz olarak verilir [İbrahim/51, Nahl/111, Zümer/70, Mümün/17], haksızlık edilmez [Bakara/281, Ali İmran/25, Ali İmran/161, Enbiya/47, Yasin/54, Casiye/22] Öyle nefsini kaçıramazsın, hiç uğraşma, sessizce ortadan yok olamazsın nefislerinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de ÂLLÂH onu bilir ve hesaba çeker [Bakara/284, Hud/21] kötülükten yüz çevirip tövbe edenler bağışlanır [İsra/25] haddi aşarsanız da ÂLLÂH' ın rahmetinden ümit kesmeyin ([Zümer/53 ] olur olmaz zamanlarda boşuna nefsinizi temize çıkarmaya çalışmayın, her şey ortada [Nisa/49, Necm/32] Ukaladır da nefis, insanlara iyiliği emreder, kendini unutur [Bakara/44] kendini öyle bir aldatır ki bunun farkına bile varamaz [Bakara/7, Enam/123] Peygamberi bile saptırmaya çalışır ancak kendi sapar [Nisa/113] ucuzdur da ÂLLÂH ’ın indirdiğini inkar ederek kendini satar harcar[Bakara/90, Ali İmran/69] hoşlanmadığı bir şey olursa peygamberleri yaralar, öldürür bile [Bakara/87, Maide/70] Harut ve Marut’un öğrettiği sihri kötülük için kullanır, sihri satar, aslında kendini harcadığını bilmez [Bakara/102] kıskançtır [Bakara/109, Nisa/128] yalancıdır [Tevbe/42] hainlik eder-satıverir [Nisa/107] iman ettim der yalan söyler [Bakara/9, Enam/24] can alınırken ÂLLÂH ’a iftira ettiğine, ayetlerini yalanladığına ve kafir olduğuna şahitlik eder [Araf/37] bu çok ilginç işte bile bile lades... Her nefis ölümü tadacaktır, canla beraber [Ali İmran-185, Enbiya/35, Ankebut/57] nefisler suret canlıyken de ölümü tatmalıdır ki gerçek ortaya çıksın, HÂKK görünsün, perde kalksın. Hoca Ahmet Yesevi pir'imiz neden yerin dibinde yıllarca yaşadı ki? Nefsini bu dünyadaki toprağa gömmek için olmasın? [Bakara/207] İnsanlardan öyleleri de vardır ki ÂLLÂH ’ın rızasını almak için nefsini feda eder.” ÂLLÂH ’ın izni olmadan nefisler ölmez, ölemez [Ali İmran/145] yine onun izni olmadan hiçbir nefis inanmaz [Yunus/100] Ancak nefis, yaşam bitmeden önce iyilikle yoğrulmalıdır ki ÂLLÂH katında temize çıksın [Bakara/110] ve ÂLLÂH da ona lütfundan versin [Rum/44 ] doğruya yönelen kendi nefsi için yönelir [Yunus/108] her nefis önceden gönderdiği şeyi apaçık görecektir [Yunus/30, Kıyame/14, Tekvir/14, İnfitar/5] iyiliği de [Müzzemmil/20 ] her nefis kazandığına karşılık bir rehindir [Müddesir/38] yani kazancı iyi olursa rehinliği sona erer özgürleşip, özüne döner doğru yolda olan iman edenlere kimse zarar veremez [Maide/105] RABB'imiz bize basiretler vermiştir ve bu yeteneği Hakkı görmek için kullanırsak faydası yine nefsimizedir [Enam/104 ] süre kısıtlı gökler, yerler ve ikisi arasındakiler belirli bir süre için yaratıldı nefis bunu biliyor olmalı, ama sanırım bilmezlikten geliyor [Rum/8] Bir de nefislerimizi kontrol edebilmek için kurallar gönderilmiştir ÂLLÂH tarafından. Bunun adı DİN' dir bizim lugatımızda ve kendi nefsimizin uçsuz bucaksız isteklerini frenlemek için peygamberler bize bu kuralları bildirmişlerdir. Dikkat: Peygamberler de kendi nefsimizden gönderilmiştir [Ali İmran/164, Tevbe/128] tanıktırlar bize [Nahl/89 ] yani bunu da biz istedik dersek yanlış olmaz. Peygamberler nefsimizin iyiliği için, nefsimizi saflaştıracak, temizleyecek tesirli söz söylemeyi de bu yüzden iyi bilirler [Nisa/63 ]ancak nefislerini ziyan/helak edenler peygamberlere de inanmazlar [Enam/20] ve insanları peygambere yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar [Enam/24] ayetlere karşı haksızlık ederler [Araf/9 ]putlara taparlar [Araf/53] uydurdukça uydururlar [Hud/21] Putların yada ÂLLÂH ’a ortak koşulanların kendi nefislerine bile faydası yoktur [Araf/192, Araf/197, Rad/16, Enbiya/43, Furkan/3] cinlere ve insanlara ayetleri anlatan peygamberler gelip gelmediği sorulduğunda onlar nefisleri aleyhlerinde şahitlik yapmışlardı [Enam/130] bal gibi biliyorlardı ama nefisleri daha baskın çıkmıştı. Nefsimiz zorlandığında peygambere danışmak ve ÂLLÂH ’tan af dilemek de ziyadesiyle esirgenmemiştir bizden [Nisa/64] Peygamber hiçbir nefsin felakete uğramaması için Kur’an ile nasihat eder [Enam/70] en azından nefsin de kendini bir sınırlama mekanizması varmış öğrenmiş olduk hep beraber nefsini kınamak da bir sınırlamadır insana [Kıyame/2] yanlış yol üzerinde olduğunu gösterir sonuçta nefis için imtihan var mı var [Ali İmran/186 ] bari bildiğimiz sorulardan başlayalım. Nefis ile savaşır dururuz yaşarken. “Canlarıyla cihad edenler” diye geçer ayetlerde bu durum [Enfal/72, Tevbe/20-41-44-81-88, Hucurat/15, Saff/11] cihad eden ancak nefsi için cihad etmiş olur [Ankebut/6] İlgili ayetler de CAN olarak tercüme edilse de esası NEFİS kelimesidir. NEFİS ister, biz HAYIR deriz. O arzular biz DUR deriz ve dengeli besleyemesseniz o sizi artık beslemeye başlamıştır acizane benim bildiğim budur... ... . Aslında nefsi fazlaca beslemek ona asıl zulümdür sınırsızca davranması zulümdür çünkü kendi sınırsız değildir ki, aşık atsın ÂLLÂH ile. ..... Nefis bu zulmü kendi talep eder kendini besletir ve zanneder ki ÂLLÂH'a zulmediyor ama sadece kendine zulmeder [Bakara/72, Ali İmran/117] Zamanında Adem de nefsine zulmedip yasak ağaca yaklaşmıştı [Araf/23] Nefisler, Musa’ya karşı buzağıyı yaratır [Taha/96] ilah edinir ve Musa’nın “kendini öldür” tavsiyesine kulaklarını mühürler [Bakara/54 ]yine Musa’yı dinlemeyen kavmi verilen rızıkların temizlerinden yiyin emrini dinlemez [Araf/160 ] ayetleri yalanlayanlar da kendilerine zulmeder [Araf/177]Zulmeden ÂLLÂH değil ki, nefisler kendine zulmeder [Tevbe/70, Yunus/44, Hud/101, Nahl/33-118, Ankebut/40, Rum/9 ] neden mi? ayetleri yaşayarak temizleneceğine inanmaz da ondan ister de ister ancak hala umut var ne güzel ki kendine zulmeden nefis için af dileme hakkı verilmiştir yeter ki bile bile kötülükte ısrar etme [Ali İmran/135, Nisa/110] Nefsimizin yaptıklarını şeytana yükleriz hep böyleyiz biz ne yazık ki ancak şeytan şöyle der hepimize: Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu ben sadece sizi inkara çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz O halde beni yermeyin, nefsinizi yerin ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz aslında ben sizin daha önceden beni ortak koşmanızı reddettim [İbrahim/22] Aslında burada şeytan açıkça söylemiş “Ben ÂLLÂH ’a ortak değilim ama siz beni ortak yapıyorsunuz” yani “Nefisleriniz alın da gidin başımdan” diyor şimdi itiraf edelim şeytan mı bize fısıldar yoksa nefsimiz mi?[ Kaf/16 ] “Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz.” ÂLLÂH, iblis ve soyunu nefislerin yaratılışına şahit tutmamıştır [Kehf/51]. Burada şu soru akla geliyor acaba biz şeytanın yaratılışına yardımcı mı yoksa şahit mi olduk? bozacının şahidi şıracı misali!... Şimdiye kadar hep olumsuz yanlarından bahsettik nefisin. Şimdi umutlanma zamanı. .... Bize sevgili Kur’anda hep hatırlatılır: “Hiçbir nefis gücü yettiğinden fazlasından sorumlu tutulmaz [Bakara/233, Bakara/286, Enam/152, Araf/42, Müminün/62] Bir kurtuluş umudu var sanırım artık cimrilik olduğu kadar [Muhammed/38], cömertlik de vardır nefsin içinde bu hali kuvvetlendirmek için mallarımızı hayır için sarf etmek önerilir [Bakara/235, Bakara/272, Haşr/9, Teğabun/16] Peygamberlerin nefsi nasıldı peki? Peygamberimize şöyle denir: Sana gelen iyilik ÂLLÂH ’tandır başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi olarak gönderdik, şahit olarak ÂLLÂH yeter [Nisa/79]Peygamberimiz bile sadece kendi nefsinden sorumlu, başka nefislere ancak güzeli tebliğ eder (Nisa/84). Nefsine göre Kur’an ayetlerini değiştiremez (Yunus/15). Musa, nefsine ve kardeşine hakim olduğunu RABB'ine iletir ama yoldan çıkmış kavmine hakim olamaz [Maide/25] yine Musa, Firavunun büyücüleri ile çarpışırken hissettiği korku nefsindendir [Taha/67] ayrıca Musa birinin ölümüne sebep olduğunda, nefsine zulmettiğini anlamış ÂLLÂH ’tan af dilemiştir [Kasas/16] Yusuf da çokça uğraşmıştır, nefsini kötülükle, şehvetle dolduranlarla. Kardeşleri onu kuyuya atmış [Yusuf/18]evinde bulunduğu kadın nefsinden murad almak istemiştir [Yusuf/23-26-30-32-51] ancak gelelim gerçeklere: Yusuf bile itiraf etmiştir: “Nefsimi ak-pak gösteremem çünkü nefis, RABB'imin merhamet ettiği durumlar hariç olanca gücüyle kötülüğü emreder ancak RABB'im çok affedici çok esirgeyicidir [Yusuf/53]Süleyman karşısındaki Melike de gerçeği görünce nefsine zulmettiğini anlar ve ÂLLÂH ’a teslim olur [Neml/44] Milletlerin, kavimlerin de nefsi vardır tıpkı Firavun hanedanın tavırları gibi [Enfal/53]İyi yöneticiler de milletlerin nefsini durdurmasiyla gelecektir... Nefis yaptıklarının sonucu cennete de gidercehennemede [Naziat/40] yanında gönderilen şahit ve sürücüye rağmen [Kaf/21]koruyucuya rağmen [Tarık/4] iyilik de yapar, kötülük de. İyilik de nefise, kötülük de nefise [İsra/7, Zümer/41, Fussilet/46, Casiye/15]Kıyamet günü önümüze bir kitap çıkar ve kitabını OKU denir, hesap sorucu olarak nefsimiz bize yeter [isra/14]Kendine zulmeden [Nisa/97] ve tartısı hafif gelen [Müminün /103]nefsin yeri cehennemdir yâda servet olarak sadece para malk mülk biriktirirse ateşi tadar [Tevbe/35]Zulmeden nefis yeryüzündeki bütün serveti feda etse azaptan kurtulamaz [Yunus/54]Kendine vahyedildiğini iddia edenlerin, ÂLLÂH' ın indirdiği ayetlerin bir benzerini indireceğini söyleyenlerin nefisleri azap ile cezalandırılır [Enam/93]Önceden inanmamış yada hayır kazanmamış nefise, RABB'imin alametleri geldiği gün iman etmesi bir fayda sağlamaz [Enam/158]ÂLLÂH müminlerden nefislerini kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır [Tevbe/111] Ne güzel bir ticaret cennete giren nefis istediği şeyleri orada rahatça bulur [Enbiya/102, Fussilet/31, Zuhruf/71]Ey huzura kavuşmuş nefis sen O’ndan razı, O senden razı olarak RABB'ine dön kullarımın arasına katıl ve cennetime gir [Fecr/27-30] ÂLLÂH ’ın bir nefsi var mı ki? Ne diyorsun sen” dediğini duyar gibiyim sadece okuduklarimi yazıyorum haddimi biliyorum şu anda ama ben demiyorum ki, Kur’an'da yazıyor bunlar ve yukarıda anlattıklarımdan çok çok farklı lütfen dikkatli okuyun hiç yorum katmayacağım. ÂLLÂH ’ın nefsi sakınılacak korkulacak bir nefis'tir ancak şefkatli ve müminleri uyarıyor [Ali İmran/28-30] İsa, “Sen benim nefsimi bilirsin, ama ben senin nefsini bilemem” diyor direkt ÂLLÂH ’a [Maide/116]İki ayet daha [Enam/12]Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Diye sor. “ ÂLLÂH ’ındır” derler. O merhamet etmeyi kendi nefsine yazmıştır [Enam/54]Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: Selâm size! RABB'iniz merhamet etmeyi kendi nefsine yazdı. Gerçek şu ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip de kendini ıslah ederse bilsin ki ÂLLÂH çok bağışlayan çok esirgeyendir.” Bunlardan başka ÂLLÂH, Musa’ya “seni nefsim için yetiştirdim” diyor Taha/41’de bu burada dursun haydi bana müsade ... Evet çok uzattım sonuç ne diyeceksiniz? Aslında sonucu zaten ÂLLÂH diyen herkes biliyor Nefsimizin ,Nefesimize yaptırdigindandir... Bizler DUA etmesini bilmeyen varlıklarız... SEN bizi bırakma ÂLLÂH'ım... Saygılarımla Bakî Muâbbetle ves'Selâm
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.