Gönderi
Uzun zamandır okuduğum en iyi bilimkurguydu. Çok iyiydi! O kadar ki artık ne zaman elime bir kitap alsam hatrıma Fahrenheit 451'in düşeceği kesin! Kitap, işi 'kitap yakmak' olan bir itfaiyecinin, Guy Montag'ın, bir karşılaşma sonucu işini sorgulaması ve bu sorgulama sonucunda artık düşüncelerinin ve uğraşının nasıl evrildiğini anlatıyor. Fakat Guy Montag'ın yaşadığı o zamanın dünyasını dehşet ve şaşkınlık içinde okuyorsunuz. Bazen üzülerek, bazen de öfkelenerek hatta. Mekanik tazılar, böcek adındaki son hız araçlar, kapsüller, yanmayan evler, poftatif televizyonlar ve katlanabilir teneke bardaklarla harika bir distopya oluşturmuş yazar. Kitabın vermek istediği mesaj ise yazarın kendi deyişiyle şöyle: "Romanım hep yanlış ya da eksik yorumlandı. Fahrenheit 451, sansür ve de otoriter devleti eleştirmenin ötesinde, aslında televizyonun okumaya, özellikle de edebiyata ilgiyi nasıl yok ettiğini anlatıyordu." Zaten kitabın 109.sayfasında yazarın bu sözünü destekler nitelikte "Halk okumayı kendi başına bıraktı." yazıyor. Kitaptaki o dünyayı henüz yaşamamışken (umarım hiç yaşamayız) günümüz dünyasında okunmaya değer en iyi kitaplardan. İtfaiyeciliği kitap yakmaktan sorumlu bir meslek grubu hâline getiren hayal gücü için de yazara ayrıca bir alkış.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.