Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

198 syf.
10/10 puan verdi
Benim için şu zamana kadar okumuş olduklarım arasındaki en değerli yere sahip olan eserlerden birisidir. Sosyal medyada zaman zaman kitabın fazlaca dışlandığını görünce üzülüyorum açıkçası. Sanki bilmediğimiz bir dilde yazılmış da onu çözmeye çalışıyormuşuz gibi yükleniliyor. Sevgili Şule Gürbüz de bir radyo söyleşisinde bundan bahsetmişti aslında. "Sandığımdan daha az sahiplenildi." gibi bir ifadesi vardı. Her eser herkese hitap etmeyebilir, okurun bir kitabı beğenmeme hakkı vardır bunlara saygım sonsuz elbette. Herhangi bir olay örgüsü olmadığından kitabın rastgele bir sayfasına göz attığınızda bile kendinize alacak çok şey bulabileceğiniz bir eser. En çok dikkatimi çeken ve hoşlandığım kısmı ise yazarın okları hep kendine çevirmiş olması. Çok tatlı ve nahif ifadelerle kendi hatalarını araması, çevreye bakması ve yine kendine döndürmesi. Sanki tasavvufi bir arayış içinde olayları yorumlaması. Sık sık kitabı açar ve işaretlediğim yerleri tekrar okurum ve her defasında başka bir iz bırakır ve başka bir gözle tekrar bakmamı sağlar. Psikolog Tuğçe Isıyel'e ait bir tweet şöyleydi: "Bir kitabı okurken fonda hayatımızda olan bitenle okuyoruz ya, sonra diyelim fon değişince tekrar okuyoruz. İşte o zaman başka bir kitap oluyor o. Yazarın yazdığı kitap, okurun yaşantısıyla birleşince artık o kitap iki kişinin oluyor. Edebiyatın en güzel yanı." İşte bu şekilde yazarın anlattığı şey her okuduğumuzda farklı bir şey olarak çıkıyor karşımıza. Yazarı ilk okumaya bu kitaptan başlanır mı burası da kişinin okuma serüveniyle ve daha çok hayata bakışıyla alakalı bana kalırsa. Belli bir olgunluğa ulaşmış kişiye hiç de yabancı gelecek bir kitap değildir, aksine sonrasında okuyacağı eserleri etkileyeceğini de söyleyebilirim. Ben bu kitabından sonra son olarak 'Zamanın Farkında' kitabını okudum, bu kitabı da oldukça doyurucuydu ama benim için 'Öyle Miymiş?'in yerini bir daha başka bir kitap doldurabilir mi merak ediyorum. Yeni eserleriyle karşılaşacağım günü bekliyorum. Çok sevdiğim ve not olarak yazıp kitaplığımın bir köşesinde duran bu alıntıyı da paylaşmak istiyorum: "Sen öğrenmedin ama gördün, kendine kendi benliğinden bir kısa tanıklık ettin. Bin kere dönsen şaşıracağın bir yolu yine kaybettin. İyi ki her şey bir kere, sen de her şeyi sadece bir kere yanlış ettin. Yapamadın, yine yapamayacağın yerde tuhaftır tecrübeliydin. Tecrübe hataya mani değil hatayı tanımaya imkân imiş, ama sen hata yapmasan da ne yaptığını asla bilemeyeceğini öğrendin. İnsanın kötüyü tanıyıp iyiye âşinalık tesis edemeyecek yaradılışta olduğunu bir ara sezdin, sonra o da geçti, eski vehmine yerleştin. ... İnsan kendini kime ne olarak bırakacak?"
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?Şule Gürbüz · İletişim Yayınları · 20161,424 okunma
·
262 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.