Gönderi

Aureliaano, arkadaşlarını ne kadar sevdiğini, ne denli özlediğini, o anda onların yanında olmak için neler verebileceğini o zamana kadar hiç anlamamıştı. Çocuğu, anasının hazırladığı sepete yatırdı, cesedin yüzünü battaniye ile örttü, sonra geçmişe açılan bir kapı arayarak kasabada oradan oraya dolaştı. Son zamanlarda uğramadığı eczanenin kapısını çaldı. Eczanenin yerine bir marangoz dükkanı açılmıştı. Marangoz dükkanının kapısını aralayan yaşlı kadın l, elindeki lambayı yüzüne tutup baktıktan sonra, onun saçmalayışına acıyarak orada hiç bir zaman eczane olmadığını ve ince boyunlu, süzgün gözlü, Mercedes diye bir kızı hiç tanımadığını ısrarla yineledi. Aureliano, alnını bilge Katalonyalının eski dükkanının kapısına dayayarak ağlamaya başladı. Bu gecikmiş gözyaşlarıyla, aşkın büyüsünü bozmamak için zamanında ağlayamadığı bir ölüye olan borcunu ödediğinin farkındaydı.
Sayfa 457 - Can yayınlarıKitabı okudu
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.