Gönderi

1913 yılı sonunda İttihadcı hükümetin baskısı ile üniversitedeki hocalığından ayrılan; dergisindeki yazılar sansür edilen; dergisi kapatılarak "Sebîlünnecât" adıyla çıkmaya (Haziran 1914, no. 300-301) mecbur kalan ve kâğıtsızlıktan onbeş günlük (Temmuz 1914 sonrası) olan; 1915'te aylarca (Necid dönüşünden az sonra, beş ay) çıkamayan; 1916'da yardımsızlıktan eski Sırat-ı Müstakim kapaklarının içine yeni sayıların kapağını basan; nihayet Ekim 1916'dan sonra dergisi hükümet tarafından temelli kapatılan bir insan, bu vazifeleri din ve vatan aşkından başka ne için kabul etmiş olabilir?.. Günün hükümeti ile devlet ve vatan hizmetini hiçbir zaman birbirine karıştırmayan Mehmed Âkif Bey, Millî Mücadele yıllarında ve 1925 sonrasında da aynı şuur ile hareket etmiş, milletin geleceğine zarar vermemek için, tasvip etmediği haller karşısında, neticesiz sözler yerine, susmayı tercih etmiştir..
Sayfa 77 - 122. numaralı dipnot
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.