(Çok beğendim.)
Bir aşk öyküsü... Ahmed Arif'in, Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Mektuplar maalesef ki sadece tek taraflı derlenmiş. Leyla Hanım'ın yazdıklarını Ahmed Arif'in cevapları üzerinden tahmin edebiliyoruz.
Kurduğu her cümle bir şiir gibi geliyor insana. Öyle ki küfür bile etse içindeki ahenk insanın kulağına şiir gibi geliyor. Her cümlesinde, her satırında, her kelimesinde aşk kokuyor bu adamın. Eser tamamen bir 'samimiyetlik abidesi' niteliğinde. Çünkü Ahmed Arif tüm çıplaklığıyla anlatıyor hislerini, duygularını,aşkını.. Mert, asil, dürüst bir insanın aşkı da kendisi gibi oluyor. Kötü olan şu ki Leyla Hanım bu yüce aşkı karşılıksız bırakıyor. Hatta başka insanlarla evleniyorlar. Yine de bir süre daha mektuplaşıyorlar. Dillere destan bir aşk öyküsü.. Mutlaka okuyun ve okutun derim :)
Zannımca ve büyük ihtimalle tek taraflı bir aşk öyküsü. Leyla Hanımın asıl duygularını bilemesek de bu denli mektuplaşmaları, iyi-kötü onun da bazı hisler beslediğine işaret olabilir diye düşünüyorum. Leyla Hanım'ın mektuplara verdiği cevapları görememek gerçekten büyük bir acı. Çok isterdim karşılıklı yazıları okuyabilmeyi. Eminim okuduktan sonra birçok kişi de benim gibi düşünecektir.
Eserde, Ahmed Arif'in masum aşkının yanında döneme ait çeşitli tarihi ve edebi bilgi, belgelere de rastlıyoruz. Dönemin siyasi noktalarına da vurgu yapılıyor aslında. Bütün bunlar bakımından kaynak kitap görevi de görüyor. Çeşitli yazarlar, şairler, dergi yayınlarının ismi de geçiyor eserde. Bu dergilerde işlerin nasıl yürüdüğünü gösteriyor bizlere. Eseri derleyip düzene koyan Rûken Kızıler. Mektupları birleştirip tarih sırasına göre dizmiş.