Eskiden ''çarşaflıları gördüğünde tüylerinin ürperdiğini'' anlatan, ''ezanın Arapçaya dönüşünü ihanet'' olarak niteleyen Türkeş, ''İslamiyet'i tanımadığını, Kuran'ın Hazreti Muhammed'in kafasından uydurduğu bir kitap olduğunu'' savunan Nihal Atsız'la birlikte, her siyasi akımın doğal oy deposu olarak gördükleri cemaatlere ve tarikatlara yönelik mesajlar vermeye başlamıştı.