Cevdet Bey ve ailesinin 3 kuşak süren hayatını anlatan ilk Orhan Pamuk kitabıdır. Kitabın son sözünde 1972'de 22 yaşındayken yazmaya başladığını ve 26 yaşında bitirdiğini belirtir ve Masumiyet Müzesi ile bağlantı kurar. Onu henüz okumadım bu arada ama sıraya aldım. Cevdet Bey ve Oğulları'nı aşağı yukarı on gün içinde okudum ama kurgunun içine öyle bir girdim ki bu aileyi ve yaşananları çok iyi tanıyor ve biliyorum hissiyle biraz da buruk bitirdim kitabı. Cevdet Bey ve ailesinin üç jenerasyonu boyunca olanları günlük hayatın akışı içinde okurken meşrutiyetten cumhuriyetin ilk yıllarına dek İstanbul'u da tanıma fırsatı buluyorsunuz. Zaman içerisinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz adeta. Yapı Kredi Yayınlarından okuduğum eser 594 sayfa, ilk bölüm 12 kısımdan, ikinci bölüm 62 kısımdan, 3.bölüm 10 kısımdan oluşuyor. Genel anlamda ilk bölüm baba Cevdet Bey,2. Bölüm oğlu Refik ve 3.bölüm torun Ahmet eksenli de olsa üç kuşağın sorunları çok başarılı işlenmiş ve okuyucuya yansıtılmış. Aslında kurgudan bahsetmeyim diye düşünüyorum ama ana hattıyla Cevdet Bey'in küçücük nalbur dükkanının kurulmasından başlıyor, Nigan Hanım'la evlenmesi ve Osman, Refik ve Ayşe isimli çocuklarının doğması, Nişantaşı'nda bir ev sahibi olup işlerinin büyümesi, ölümünden sonra iki oğlunun işlerin başına geçmesi... Şeklinde devam eder. Eserde üzerinde en çok durulan kişilerden biri Cevdet Bey' in oğlu Refik. Özellikle 2.bölümde onun ağzından pek çok şeye tanık oluyorsunuz. Hele ki Erzincan Kemah anıları kısmını okurken Türkiye bürokrasisinin nasıl işlediği gerçeğiyle karşılaşıyorsunuz. Refik 2.bölümde de anlatıldığı şekliyle zengin ve durağan yaşantısıyla bir boşluğa düşer ve İstanbul fatihi olmak isteyen, zenginlik hayali kuran arkadaşı Ömer'e sığınır. Bir diğer arkadaşı Muhittin ise 30 yaşına kadar ünlü bir şair olmazsa intihar etmeyi düşünen ve hepsi aslında hayattan ne beklediğini bilmeyen 3 mühendis arkadaş olarak o dönem aydınlarını temsil ederler. Aslında kitap için diyecek çok şey var, her bir karakter dolu dolu anlatılmış , tanık olduğum kişileri saatlerce anlatabilecek kadar içime işledi. Hele Nişantaşı'ndaki o konak öyle güzel resmedilmiş ki hayran kaldım. Kitapta en sevdiğim bölüm1. Bölümdü. Cevdet Bey'in ve eski İstanbul'un olduğu kısımları okurken mest oldum. 2.bölümdeki Denizanaları kısmında üç eski arkadaş olan Refik, Muhittin ve Ömer'in bambaşka yönlere savrulmuş hayatlarını sorgulamaları, birbirlerini suçlamaları ve en sonunda içten içe birbirlerine kızsalar da gerçek dost oluşlarını sevgiyle, imrenerek okudum. "Bir tüccarın evinde, hele senin gibi sıfırdan başlayan bir tüccarın evinde her şey hesaba kitaba dayanır. Hesap kitap olan yerde akıl vardır, korku değil." s. 71 Nusret oğlu Ziya'yı kardeşi Cevdet'e emanet ederken...

Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,9bin okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arzu Polatkan