Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

170 syf.
·
Puan vermedi
- Kitap çeviri yoluyla geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır. Esasen 2 ana bölüme ayrılmış bir şekilde ele alınıp birinci bölümünde yazarın yaşadıklarına dair anlatım ikinci bölümde ise, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini toplama kampında ki deneyimleri eşliğinde anlatmıştır. 1.Bölümde ele alınan konu kapsamı daha çok yazarın toplama kampı deneyimleri başlığı altında yazılmıştır. Bir psikiyatrist olan Frankl 2. Dünya savaşı sırasında nazi toplama kamplarına esir düşerek uzun yıllar orada tutulup cebren çalıştırılmıştır. Gaz odalarında, krematoryumlarda yapılan katliamlar, açlığın susuzluğun raddeleri, ağır yaşam koşulları, kamp muhafızlarının işkence niteliğinde ki davranışlarına maruz kalıp, tanık olmuştur. Bu kamplarda eşinide kaybetmiştir. Ailesinden geriye sadece kız kardeşi kalmıştır. Oldukça zor bir yaşam koşulunda kalan Frankl bu yaşadığı acıya bir anlam vererek yaşamını böyle bir koşuldayken bile değerli kılmayı başarmıştır. “Buradaki olaylar sadece bir insanın deneyimlerinin bir parçası olduğu ölçüde anlamlı olacaktır.” diyerek acı duygusuna ilişkin net ve kesin bir tablo oluşturduğu an yaşamını acı olmaktan çıkmıştır. Onu bu kadar acıya karşın yaşama bağlayan şeylerden bir tanesi de umuduydu. Kitabında örnek verdiği bir arkadaşının umudunu kaybettiği an yaşamını da kaybettiğini görmesiyle umudun ne kadar önem arz ettiğini birkez daha anladı. Bir insanın ruhsal durumuyla vücudunun bağışıklık durumu arasında ne kadar yakın bir ilişki olduğunu bilenler umut ve cesaretin birden bire yitirilmesinin öldürücü bir etkisi olabileceğini anlayacaktır. Umutla birlikte gerçekten ihtiyaç duyulan şey yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişmeydi. Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu. Kendisini sevecenlikle bekleyen bir insana ya da tamamlanmamış bir işe yönelik sorumluluğunun bilincine varan kişi yaşamını kesinlikle bir yana itemeyecektir. Varoluşunun nedenini bilecek ve hemen her nasıla dayanabilecektir, görüşünü edinmiştir, çünkü kendiside eşinin ve yayına girmesi gereken kitabının sorumluluğunu üstlenmişti. Bu sorumluluk ona bir özgürlük bahşetmişti. Kendisinin bu tutumları edinmesinin yanında kamptaki kişilere de bireysel ve toplu bir şekilde psikoterapi girişimleri uygulamaya başlamıştı. Terapiler yaşam kurtarıcı işlem niteliğinde olmuştur. Bu terapiler genellikle intiharın önlenmesi ile ilgili olmuştur. Çok katı olan bir kamp kararı intihara kalkışan birisini kurtarmaya yönelik çabaları kesinlikle yasaklamıştı. Örneğin kendini asmaya çalışan birisini kurtarmak yasaktı. Bu nedenle bu girişimlerin ortaya çıkmasını önlemek daha da önem kazanıyordu. Bunca olaydan sonra bu esaretten kurtulan Frankl evine dönen tutuklular için yaşanan onca şeyden çıkarılan onurlu deneyim, çekilen onca acı dan sonra, Tanrı’dan başka hiçbir şeyden korkması gerekmediği yolundaki harika duyguyu edinmişti. 2.Bölümde ise, daha çok genel ilkeleriyle logoterapiyi ele almıştır. Logoterapi daha çok gelecek üzerinde, yani hasta tarafından gelecekte yerine getirilecek anlamlar üzerinde odaklaşır. Logoterapideki hasta yaşamın anlamıyla karşı karşıya getirilir ve bu anlama yönlendirilir. Logoterapiye göre kişinin kendi yaşamında bir anlam bulma arayışı insandaki temel güdülendirici güçtür. Logoterapi hastaya kendi yaşamında anlam bulması için yardım etmeyi bir görev saymaktadır.Esasen logoterapi anlam merkezli bir psikoterapidir. -Varoluşsal engellenme ise, insanın anlam istemi engellendiği takdirde varoluşsal engellenmeden söz edilir. -Noöjenik nevrozlar; daha çok varoluşsal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu tür sorunlar arasında anlam isteminin engellenmesi büyük bir rol oynamaktadır. -Noö-Dinamikler; kutbun birinin yüklenecek anlamla diğerinin de anlamı verecek kişi ile temsil edildiği çift kutuplu bir gerilim alanındaki varoluşsal dinamiklerdir. -Varoluşsal boşluk; Temel olarak kendini can sıkıntısı durumunda dışavurur. Kişilerin kazandıkları boş zamanlarında ne yapacaklarını bilmemeleridir diyebiliriz. -Yaşamın anlamı; Her bireyin kişisel olarak edindiği kendine has bir kavramdır. -Varoluşun özü; tek kelimeyle her insan yaşam tarafından sorgulanır ve herkes sadece kendi yaşamı için cevap verirken yaşama cevap verir sadece sorumlu olarak bunu yapabilir bu nedenle logoterapi insan varoluşunun özünü sorumlulukta görmektedir. -Acının anlamı; Umutsuz bir durumla karşılaştığımız, değiştirilemeyecek bir kaderle yüzyüze geldiğimiz zaman bile yaşamda bir anlam bulabileceğimizi asla unutmayalım, çünkü o zaman önemli olan şey kişisel bir trajediyi bir zafere, kendi zor durumunu bir insan başarısına, dönüştürmek ve sadece insana özgü eşsiz insan potansiyelini olabildiğince göğüslemektir. Artık bir durumu değiştiremeyecek bir noktaya geldiğimizde kendimizi değiştirme yoluna gideriz. -Pan-Determinizmin eleştirisi; bu terimle insanın şu ya da bu koşullara karşı bir tavır alabilme yetisine gözardı eden bir görüşü söz konusu ediyorum. İnsan tamamen koşullandırılmış ve belirlenmiş değildir daha çok ister koşullara boyun eğsin ister karşı gelsin kendini belirlemektedir. Başka bir deyişle insan nihai anlamda kendini belirleyen bir varlıktır. İnsan var olmakla yetinmez bunun yerine her zaman için varoluşunun kaderini ve bir sonraki anda kendisinin ne olacağına karar verir. 3.Bölüm Trajik bir iyimserlik tartışması Her şeye karşı yaşama evet demek yaşamın her koşulda hatta en kötü koşullar altında bile potansiyel olarak var olduğunu varsayar. Buda sonuç itibari ile insanın yaşamın olumsuz yanlarını olumlu ya da yapıcı şeylere dönüştürme yetisine sahip olduğunu varsayar. Evet trajedi karşısında ve olabilecek en iyi insan potansiyeli açısından iyimserlik her zaman için 1. Acıyı bir insan başarısına dönüştürmeye 2.Suçluluk hisseden kişinin kendisini daha iyiye yönelik olarak değiştirme fırsatı kazanmasına 3.Yaşamını geçiciliğinden sorumlu bir tavır almaya yönelik girişim gücü kazanılmasına olanak vermektedir.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,2bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.