ZEN DEĞİŞİK BİR YAKLAŞIMDIR
Zen Ģöyle der; hayatın içinde ol, hayatta yanlıĢ bir Ģey yoktur. Eğer bir Ģey yanlıĢsa o
sizin bakıĢ açınızdan dolayıdır. Gözleriniz bulutlu, bilincinizin aynası tozlu. Onu temizleyin
daha fazla berraklık yaratın.
Rekabet ortadan kalkarsa dünyadasınızdır ama dünyadan değilsinizdir. Eğer tutkular yok
olursa terk edilmesi gereken bir dünya da kalmaz. Fakat bu Ģekilde tutkular ve rekabet
nasıl yok olabilir ki? Biz ona yeni yollar yaratıyoruz. Birisi sizden daha fazla para öteki ise
daha fazla erdem kazanmaya çalıĢıyor. Fark nedir? Birisi sizden daha fazla bilgili, diğeri
ise daha karakterli olmaya çalıĢıyor. Bu aynı arzudur, aynı rüyadır, aynı uyku durumudur.
Ġnsanlar rüyalarının peĢinden koĢuyorlar, rüyalar değiĢiyor fakat onlar asla uyanmıyor.
Rüyalar değiĢir fakat siz bu rüyada veya o rüyadasınızdır, kendinizi karanlıkta
kaybedersiniz. Aydınlanmak, rüyaları değiĢtirmek, eski bir rüyadan baĢka bir rüya
durumuna geçmek, eski rüya yerine yeni bir rüya yaratmak değildir. Eğer birisi size bu
bir rüya, bir hayaldir derse, baĢka bir rüya yaratmaya baĢlarsınız. Herkes değiĢik yollarla
uyur, değiĢik pozisyonlarda değiĢik rüyalar görür. Hıristiyanlar değiĢik rüyalar görür. Bu
yüzden cennetleri de farklıdır. Hindular değiĢik rüyalar görür, Caynler değiĢik rüyalar
görür, Müslümanlar değiĢik rüyalar görür. Komünistler değiĢik rüyalar görür; onların
cenneti mezarın ötesine geçmez. Bir gün bu cennetlere sahip olmayı düĢünüyorlar. ġimdi
değil, sizin için de değil.
Bir gün zamanı geldiğinde toplum sınıfsız olacak, sömürü olmayacak, zulüm olmayacak,
baskı olmayacak, ne zengin ne de fakir olacak, ülke olmayacak, hatta ülke kavramı bile
olmayacak. Çünkü kimse yönetilmeye ihtiyaç duymayacak. Ġnsanlar çok iyi ve hoĢ
olacaklar. Herhangi bir hükümete ihtiyaç duyulmayacak. Fakat Ģimdi bu da bir rüyadan
ibaret. Eski bir cennet, eski bir firdevs kadar bir rüya, farkı yok.
Ġncili, Kapital, Gita veya Kuran ile değiĢtirebilirsiniz fakat siz aynı insansınız. Zen sizin
bilincinizin köklü bir dönüĢüme uğramadan hiç bir Ģeyin değiĢmeyeceği konusunda
üsteler. Siz mekanikliğinizi sürdürürseniz hayatınız da aynı mekaniklikte kalır.
Bir gün Stalin Moskova'da bir Rus otelinin önünden geçerken bir sesle irkilir. Yere
baktığında ayaklarının önünde genç bir rusun cesediyle karĢılaĢır. Yukarıya baktığında,
onuncu kattan gelen ıĢığı görür. Yukarı çıkıp odanın kapısını açtığında karĢısına Ġngiliz
çıkar. "Onu aĢağıya siz mi attınız?" diye sorar Stalin.
"Hayır" der Ġngiliz. "bu odayı birlikte tuttuk. Yatmadan önce ben Ġngiliz alıĢkanlığıyla
ceketimi askıya astım. O da Rus alıĢkanlığıyla ceketini sandalyeye astı. Ben Ġngiliz
alıĢkanlığımla takılarımı lavaboya bıraktım. O da Rus alıĢkanlığıyla yatağının altına koydu.
Gece yarısı birisi kapıyı öfkeyle çaldı. Ben Ġngiliz alıĢkanlığımla kapıyı açmaya gittim. O da
Rus alıĢkanlığı ile camdan aĢağıya atladı."
AlıĢkanlıklar farklıdır. Bazen bazı alıĢkanlıklar tehlikeli olur. Fakat insanlar alıĢkanlıklarla
yaĢarlar, bilinçle değil; insanlar mekanik yaĢar. Onlara dünyayı terk et diyebilirsiniz.
Dünyayı terk edeceklerdir -mekanik bir Ģekilde yaĢadıkları dünyayı. Onlara çıplak olun
diyebilirsiniz, elbiselerinden de vazgeçeceklerdir; mekanik bir Ģekilde vazgeçeceklerdir.
Her gün elbiselerini bedenlerine koydukları yerden vazgeçeceklerdir.
Sorun mekanikliğin nasıl sona erdirilebileceğidir. Sorun dıĢarıdaki belirtilerden daha
derindedir -kökü değiĢmelidir.
Bir astronot dünyaya döndüğünde yapılan bir röportaj sırasında Mars gezegeni ile oradaki
kadın ve erkekleri çok alıĢılmıĢın dıĢında tanımladı. Marslı kadınlar inanılmaz değiĢikti.
Popoları önde göğüsleri arkadaydı. Röportajı yapan kiĢi "Bu korkunç bir Ģey" diye bağırdı.
Astronot, "GörünüĢte öyle ancak dans ederken mükemmel" diye yanıtladı.